Türkiye'nin ilk resmi ili neresi ?

SULTAN

Global Mod
Global Mod
Türkiye’nin İlk Resmî İli Neresi? Resmiyetin Gölgesinde Unutulan Bir Gerçek

Selam forumdaşlar,

Bugün biraz tartışmalı, hatta belki de “resmî tarihle” zıt düşecek bir konuyu masaya yatırmak istiyorum: Türkiye’nin ilk resmî ili neresi?

Cevap olarak çoğu kaynak “Zonguldak” diyor; bazıları “Ankara” diyor, kimisi de “İstanbul zaten başkentti, ilk il odur” diye kestirip atıyor.

Ama asıl mesele sadece bir şehrin adı değil — “resmîlik” denen şeyin neye göre tanımlandığı.

Gelin, tarihsel kayıtların tozunu biraz kaldıralım, bürokrasinin satır aralarını okuyalım ve belki de bu sorunun neden hâlâ tam yanıtlanamadığını konuşalım.

---

1. Resmiyet Nedir, Kime Göre “İl” Olunur?

“Resmî il” dediğimizde neyi kastediyoruz?

Eğer “Cumhuriyet döneminde ilk tescil edilen şehir” diyorsak, evet, Zonguldak 1924’te çıkarılan 491 sayılı kanunla Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk resmî ili kabul edilmiştir.

Ama aynı dönemde Ankara zaten başkent ilan edilmiş, İstanbul hâlâ idari ve ekonomik merkez, İzmir ise sanayi ve ticaret kalbi konumundadır.

Peki o hâlde neden Zonguldak?

Basit: çünkü Cumhuriyet’in ilk yıllarında sanayi altyapısı nedeniyle idari olarak yeniden düzenlenen ilk vilayet odur.

Yani mesele sembolik değil, ekonomik ve stratejik bir tercihtir.

Erkeklerin stratejik ve problem çözme odaklı bakış açısıyla bu duruma şöyle yaklaşılır:

> “Cumhuriyet yeni kurulmuştu, kömür gerekiyordu, sanayi gerekiyordu. O yüzden Zonguldak il oldu.”

Kadınların empatik ve insan odaklı bakışı ise başka bir noktaya değinir:

> “Ama bu karar halkın yaşamını nasıl etkiledi? Zonguldaklı kadınlar, madenciler, köy halkı bu ‘resmîlikten’ nasıl etkilendi?”

---

2. Bürokratik Gerçek: Kağıt Üzerinde İl Olmak, Gerçekte Ne Demek?

İl olmak sadece bir statü değil, bir idari güç anlamına gelir.

Vali atanması, bütçe tahsisi, altyapı yatırımları, eğitim kurumları…

Yani “il” olmak, devletin gözü ve eli olmaktır.

Ama işte mesele burada karışıyor: 1924’te Zonguldak resmî olarak il olsa da, uygulamada il gibi çalışmaya başlayan ilk yer Ankara’dır.

Ankara, 1920’den itibaren fiilen merkez hâline geldi; 1923’te başkent oldu.

O zaman şu soruyu sormak gerek:

> “Fiilen başkent olan ama yasal olarak sonradan düzenlenen bir şehir mi ilk il sayılır,

> yoksa kağıt üzerinde ilk kez ‘il’ olarak ilan edilen şehir mi?”

İşte bu ayrım, sadece tarihsel değil, zihinsel bir tartışmadır:

Biz hâlâ Türkiye’de “fiilî” olanla “resmî” olan arasındaki farkı doğru tanımlayabilmiş değiliz.

---

3. Zonguldak’ın Seçilme Nedeni: Ekonomi mi, İdeoloji mi?

Cumhuriyet’in ilk yıllarında Zonguldak, kömür üretimiyle sanayileşmenin kalbidir.

Savaş sonrası ekonomik toparlanma için maden bölgeleri stratejik statüye alınmıştır.

Bu nedenle Zonguldak’ın “ilk il” olması tesadüf değil, ideolojik bir karardır:

Yeni devletin gücü “ordu” kadar üretim üzerinden de inşa edilmek istenmiştir.

Yani bu tercih, “üreten şehir”e verilen bir ödüldür.

Ama burada da eleştirilecek bir nokta var:

Devletin “resmiyet” atfettiği yer, emek ve insan hayatını hiçe sayan bir üretim alanıydı.

Kömür karası, sadece maden işçilerinin yüzünü değil, ülkenin toplumsal adaletini de kararttı.

Bir kadın forumdaşın bakışıyla düşünelim:

> “Devletin ilk resmî ili oluyorsun ama kadınlar hâlâ toprağa, madencilerin eşleri hâlâ belirsizliğe mahkûm. Bu mu resmiyet?”

Bir erkek forumdaşın bakışıysa daha pragmatiktir:

> “Ama o üretim olmasa, Cumhuriyet’in sanayisi kurulamazdı. Öncelik gerekiyordu.”

İşte tam bu noktada, verimlilik ile insaniyet çatışıyor.

---

4. Ankara ve İstanbul’un Gölgesinde Kalan Bir Şehir

Ne ironiktir ki, “ilk resmî il” olan Zonguldak, bugün göç veren, küçülen ve unutulan bir şehir.

Buna karşın, “resmî” olarak daha sonra düzenlenen Ankara ve İstanbul, ülkenin kaderini belirleyen merkezler hâline geldi.

Bu da bize bir şey söylüyor:

> “Resmiyet, kalıcılığı garanti etmez.”

Tarih boyunca “ilk” olan ama unutulan şehirler, ülkeler, kişiler doludur.

Türkiye örneğinde de durum aynı: sembolik atamalar, bürokratik statüler, uzun vadede insan hikâyesine yeniliyor.

Kadın bakışıyla bu tablo, insan merkezli bir eleştiriye dönüşüyor:

> “Bir şehir il yapılabilir ama halkı kalkındırılmadıkça, o unvan neye yarar?”

> Erkek bakışıyla ise bu durum, yönetim stratejisinin başarısızlığı olarak okunuyor:

> “Plan yapıldı ama sürdürülebilirlik sağlanmadı.”

---

5. “İlk Olmak” Üzerine Düşünmek: Sembolik Başlangıçlar ve Gerçek Başarılar

Türkiye’de “ilk” olmak genellikle siyasi prestij anlamına gelir.

Ama ilk olmanın bir de yükü vardır.

Zonguldak, bu yükü taşıyan ama yeterince hatırlanmayan bir şehirdir.

Bu yüzden şu soruyu sormak kaçınılmaz:

> “Bir şehir ilk il olur da, neden bu kadar çabuk unutulur?”

Cevap basit ama acı: çünkü resmiyetin değeri halkın hafızası kadar kalıcıdır.

Eğer bir yerin hikâyesi anlatılmazsa, belgelerde ne yazarsa yazsın, zaman onu siler.

---

6. Resmiyetin Eleştirisi: Devlet mi Belirler, Halk mı Kabul Eder?

Devlet, 1924’te “Burası ilk resmî ildir” dedi.

Peki halk bu kararı benimsedi mi?

Birçok Zonguldaklı, kendi şehirlerinin bu statüsünü hâlâ bilmez.

Demek ki devletin “resmî” dediği şey, toplumun “önemli” bulduğu şeyle her zaman aynı değil.

Bu noktada erkeklerin sistem odaklı yaklaşımı “belge öyle diyor” derken,

kadınların duygusal ve topluluk odaklı yaklaşımı “halk ne hissediyor?” diye sorar.

İki bakış açısı birleştiğinde, resmiyetin anlamı yeniden tanımlanır:

Resmî olan, insanla tamamlanır.

---

7. Sonuç: “İlk İl” Sorusu, Aslında Daha Derin Bir Sorudur

Evet, belgeler diyor ki Zonguldak Türkiye’nin ilk resmî ilidir.

Ama bu bilgi, sadece bir tarih notu değil; bir devlet–toplum ilişkisi testi.

“Resmî” olanla “gerçek” olan arasında fark varsa, biz hâlâ aynı soruyu sormaya devam ederiz:

> “Kâğıt üzerindeki ilkler mi önemli, yoksa insanların belleğindeki ilkler mi?”

---

Tartışmayı Alevlendirelim!

- Sizce “ilk resmî il” unvanı bir şehrin kaderini gerçekten değiştirir mi?

- Zonguldak’ın bu unvanla unutulmuş olması, Cumhuriyet’in öncelik politikalarının başarısızlığı mı?

- Devletin belirlediği “ilkler”, halkın gözünde neden çoğu zaman anlam bulamıyor?

- Bugün benzer şekilde “öncelikli ilan edilen” şehirler, gelecekte aynı akıbeti yaşar mı?

Forumdaşlar, fikirlerinizi bekliyorum.

Belki de bu tartışma, sadece bir şehrin değil, resmiyetle gerçek arasındaki uçurumun yeniden düşünülmesine vesile olur.
 
Üst