Statik olma ne demek ?

BebekBakicisi

Global Mod
Global Mod
Statik Olma Ne Demek? Duranların İçinde Kaynayan Bir Hikâye

Selam dostlar,

Bu akşam sizlerle bir hikâye paylaşmak istiyorum. Hani bazen bir kelime, sadece bir tanım değildir; içinde bir yaşam felsefesi, bir sessizlik, bir çığlık taşır ya… “Statik olmak” da benim için öyle bir kelime.

Bugün forumda biraz iç dökmek, biraz da birlikte düşünmek istiyorum. Belki siz de hikâyenin bir yerinde kendinizi bulursunuz.

---

Kasabanın Durağan Hali: Cem’in Düzeni

Cem, küçük bir kasabada yaşayan elektrik teknisyeniydi. Düzenli bir hayatı vardı; her sabah aynı saatte uyanır, aynı kahvede çayını içer, aynı yoldan işe giderdi.

Kasabadaki herkes onu “istikrarlı” biri olarak tanırdı ama kimse bilmezdi ki Cem’in içinde kocaman bir boşluk vardı.

Bir gün kahvede biri sordu:

> “Cem, sen hiç sıkılmaz mısın aynı şeyleri yapmaktan?”

Cem gülümsedi, çayından bir yudum aldı ve sadece “Statik olmak huzur veriyor,” dedi.

Ama aslında o “statik” kelimesinin ardına saklanıyordu. Çünkü hareketsiz kalmak, risk almamak, duygularını bastırmak… hepsi birer koruyucu kalkandı onun için.

Erkekti; stratejik, kontrollü, sistematik düşünürdü.

Hayatta kalmak, duygusal olarak çözülmemek için “durağanlık” en güvenli seçeneğiydi.

Ama içten içe, elektrik tellerinin içinden geçen akım gibi, içinde de bir enerji kıvranıyordu.

Kıpırdamak istiyor, ama bir türlü cesaret edemiyordu.

---

Kasabaya Yeni Gelen Kadın: Elif’in Dalgası

Bir gün kasabaya Elif geldi. Şehirden kaçmış, yorgun bir ruh.

Küçük bir kitapçı açtı; raflarında sadece kitap değil, anılar, fikirler, sorular vardı.

Elif’in enerjisi dalgalar gibiydi; biriyle konuşurken gözlerinin içi parlıyor, her sözüyle sanki durgun bir suyu harekete geçiriyordu.

Cem ilk kez o kitapçının önünden geçerken, içeride Elif’in bir müşteriye söylediği cümleyi duydu:

> “Statik olmak sadece hareketsizlik değil, bazen duygularını unutmak demektir.”

Bu cümle Cem’in zihnine çakıldı.

O akşam eve dönerken televizyonu açmadı, çayını bile içemedi. Çünkü ilk kez “ben statik miyim, yoksa sadece korkak mıyım?” diye sordu kendine.

---

Erkeklerin Statikliği: Güven mi, Kaçış mı?

Forumda bazen görüyorum, birçok erkek dostum “durağanlıkta huzur” bulduğunu söyler.

Ama belki de o huzur, bir tür donma halidir.

Cem gibi düşünen birçok erkek için statik olmak; sistemin çökmesini önleyen bir sabit nokta gibidir.

Cem de her şeyi planlamayı severdi:

- Her fişi, her kabloyu, her bağlantıyı yerli yerine koyardı.

- Hayatında da duygularını böyle dizip sıralamak isterdi.

Ama Elif ona gösterdi ki, duygular kablo gibi değildir. Onları ne kadar sıkı sararsan sar, bir gün akım kendine bir yol bulur.

Erkeklerin stratejik zekâsı çoğu zaman duygusal karmaşayı dengelemeye yarar.

Ama bazen, o denge “hiçlik” haline dönüşür.

Cem bunu fark ettiğinde artık çok geçti; hayatının yıllarını düzenlemişti ama içinde hiçbir kıvılcım kalmamıştı.

---

Kadınların Hareketi: Duygudan Doğruya Akan Güç

Elif ise bambaşka bir dünyanın insanıydı.

Onun için statik olmak, duyguların akışına direnmekti.

Bir gün Cem’e şöyle dedi:

> “Sen elektriği bilirsin Cem. Eğer akım bir yerde tıkanırsa, sistem yanar. İnsan da öyle; duyguların akışını kesersen, bir yerin içten yanar.”

Bu sözler Cem’i sarstı.

Çünkü Elif haklıydı.

Statik olma hâli sadece bir karakter özelliği değil, bir iç yangındı aslında.

Elif empatikti; Cem’in duvarlarını yıkmadan içeri sızdı.

Onunla konuşurken yargılamıyor, “neden böylesin?” demiyordu.

Sadece dinliyor, sadece var oluyordu.

Kadınların ilişkisel gücü, bazen en karmaşık zihinleri bile çözer ya…

Cem, ilk kez birine gerçekten “açılmanın” ne demek olduğunu anladı.

---

Dönüşüm: Duranın İçinde Akan Hayat

Bir akşam Cem, Elif’in kitapçısına gitti.

Elif bir roman okuyordu, sayfaları çevirdikçe yüzünde hafif bir gülümseme vardı.

Cem elindeki küçük not defterini uzattı:

> “Ben yazdım,” dedi. “Statik Olmanın Anatomisi.”

Elif şaşırdı.

Defterin içinde kısa bir cümle vardı:

> “Statik olmak, hareket etmemek değil; hissetmemeyi seçmektir.”

O an Elif’in gözleri doldu.

Cem, yıllardır susturduğu duygularını bir cümleyle anlatmıştı.

Ve o günden sonra Cem’in yaşamı değişti.

Kahvesini aynı saatte içmeye devam etti belki ama artık o çaydan çıkan buhar, geçmişin değil, geleceğin işaretiydi.

---

Statik Olmamak: Değişmeye Cesaret Etmek

Statik olmamak, her zaman büyük adımlar atmak değildir.

Bazen bir kelimeyi farklı düşünmek, bir duyguyu ilk kez kabul etmek bile yeter.

Cem için bu, Elif’in bir cümlesiydi.

Bizim için belki bir yorum, bir paylaşım, bir fark ediş olabilir.

Belki hepimiz bir parça statik kaldık.

Bir ilişkide, bir işte, bir duyguda…

Ama önemli olan, o statik hâli fark ettiğimiz an, içimizdeki akımı yeniden hissetmek.

---

Forumun Sırası Sizde: Siz Hiç Statik Oldunuz mu?

Şimdi size sormak istiyorum dostlar:

- Sizce statik olmak bir korunma yöntemi mi, yoksa bir tür teslimiyet mi?

- Erkeklerin stratejik düzen anlayışı mı, yoksa kadınların duygusal akışı mı daha doğru bir denge yaratır?

- Ya da belki de her ikisi birlikte, insanı insan yapan o kırılgan akışı oluşturur mu?

Yorumlarınızı, hikâyelerinizi, fikirlerinizi bekliyorum.

Belki birinizin yaşadığı bir an, başka birinin içindeki statikliği çözer.

Kim bilir… Belki hepimiz biraz Cem’iz, biraz Elif.

Ve belki de statik olmamak, sadece “birbirimizi anlamaktan” geçiyor.
 
Üst