Kendinize sadık kalmak, takipçilerinizi kaybetme riski taşır mı? “Umarım bir avantajım olur, zaman. Ben Sağlam bir çoğunluğa liderlik ediyorum, kendime 5 yıllık bir ufuk veriyorum. Bu demek oluyor ki ben hemen rızaya bakarak yönetmiyorum, gücüm yetiyor.. Yeterince şanslı olduğunuzda, fikir birliğini hemen daraltan seçimler yapabilirsiniz, ancak uzun vadede hak ettikleri şekilde okunacaktır”. Başbakan Giorgia Meloni, Dördüncü Cumhuriyet ile yaptığı röportajdaRete 4’te bu akşam yayınlanıyor.
Ayrıca oku
Son aylarda Palazzo Chigi’de ‘küçük şeytanlarla bir anlaşmaya’ varıp varmadığını soran Nicola Porro’ya, “ne demek istediğine bağlı – diye yanıtlıyor – Kendime ayrıcalık tanımak için kendimi veya ulusu satmam gerekirse, bunu yapmaya istekli değilim.. Tabii o zaman her gün karşılaştığınız sorunlara uygulanabilir çözümler aramalısınız, bazı şeyler vardır ki bir şekilde gider diye düşünürsünüz ama dosyayı incelerken işlerin farklı gittiğini anlarsınız. Ama yine de dün olduğu gibi bugün de kendimi düşündüğüm kişiden farklı olmaktansa eve gitmeyi tercih ederim.”
“Yapılan işlerde ekonomiye enerji kazandıran bir sağlamlık, inandırıcılık ve ciddiyet var. Seçim kampanyasında Meloni ile çekirgelerin geleceği, borsanın çökeceği söylendi. Borsa çok iyi gidiyor, spread önceki hükümete göre daha düşük, hedge fonlar İtalyan kamu borcuna karşı bahis yapmayı durdurduBTP değeri çok iyi gitti “diyor başbakan, devam ediyor:” Bir borç sorunu olduğunu çok iyi biliyorum – Meloni’yi kabul ediyor – ve ihtiyatlı ve ciddi bir politika izliyoruz, tahminlerde temkinli ve temkinliyiz ama anlatılan hikayeden ışık yılı uzakta bir sağlamlık var ve bu İtalyan solu için bir sorun.ve ayrıca uluslararası düzeyde bir sorun çünkü İtalyan hükümeti etrafında dönen uluslararası tartışma bizim zayıflığımızın veya gücümüzün bir sonucu değil”.
Hala: “İşi güvencesiz hale getirmiyoruz ve veriler bunu kanıtlıyor: İstihdam edilen kişi sayısındaki artışın %70’ini sabit istihdam edilenler vermektedir”.
“Ve bana yakın olan bir başka gerçek daha var, o da kadın istihdamı: Her şeyden önce, kadınlar için istikrarlı sözleşmeler sayesinde açığı kapatıyoruz” dedi Başbakan, Avrupa ortalamasına kıyasla tarihsel olarak bizim sorunumuz bu. Bu olağanüstü bir rakam.”
Hükümetin otoriter bir profili var mı? “Solun çok zor durumda olduğunu anladım… Sayıştay’da parçası oldukları Draghi hükümetinin kurallarını genişletirseniz otoriter bir sürüklenme olduğunu söylemekle kalmıyor – çünkü sessizce Sayıştay’da yaptığımızdan farklı bir şey yapmadığımıza işaret ediyorum. önceki hükümet yaptı -: öyleyse sorun otoriter sürüklenme mi yoksa soldan değil de sağdan gelen birinin sahip oldukları haklara sahip olmaması mı?, diye devam ediyor başbakan.
“Sayıştay yapması gereken tüm kontrolleri yapmaya devam ediyor, altı aylık raporunu TBMM’ye sunuyor ve sonuncusu eleştirilerle doluydu ve ağzının tıkandığını düşünmüyorum.raporunu vermeye devam ediyor ve biz hiçbir şeyi değiştirmedik…” diye ısrar ediyor Başbakan.
Ve yine: “Sol sizin her konuda otoriter olduğunuzu söylemeye devam ediyor, Fazio Rai’den ayrılıp ona daha fazla maaş verdikleri başka bir yerde çalışmaya karar verirse size otoriter olduğunuzu söylüyorlar, Haziran’da geçit töreni yapılırsa otoriter olduğunuzu söylüyorlar. 2. ordu her zaman olduğu gibi kürsüyü selamlamak için el kaldırıyor, şikayet etsen de otoriter olduğunu söylüyorlar çünkü bir bakanın tarihinin kitabını kitap fuarında sunmasına engel olanlar var Beni şaşırtan şey Roccella olayıyla ilgili en çok, sadece otoriter sürüklenmeden bahsetmek gerekirse, Elly Schlein’ın “olanlardan ve Roccella’dan” şikayet edenlere muhalefetle ilgili bir sorunumuz olduğunu söylemesi. İkinci İtalyan partisinin sekreteri muhalefeti sansürden ayırmıyorsa, o zaman evet bu ülkede otoriter bir sürüklenme sorunumuz var.“.
“Bence solun sorunu, argüman eksikliği – ve argüman eksikliği, çünkü biz, yöneterek, yönetilemez, otoriter bir hakkın hikayesini parçalıyoruz.ve İtalya’da ve sınırların ötesinde, yönetebilen, mükemmel bir şekilde sunulabilen ve başkalarının elde edemediği sonuçlara ulaşan güvenilir, güvenilir bir hakkın olduğunu ve var olabileceğini gösteriyoruz. Çünkü İtalya’nın rekor sayıda çalışanıyla Avrupa’da en çok büyüyen ülke olduğuna dikkat çekiyorum” ve bu da “sol artık sol olmaktan çıktı“.
“Yarın Tunus’ta olacağım.. Tunus, başı belada olan bir ülke. Göçmen düzeyinde” ve küresel olarak “kendimizi nesnel olarak şimdiye kadarki en kötü durumda bulduk. Tunus çok hassas bir durumda, finansal bir temerrüde düşme riski taşıyor. Ve eğer Tunus hükümeti düşerse, endişe verici bir senaryo yaşayabiliriz.. Üzerinde çalıştığımız bir senaryo. Bu uluslararası yapılan bir iş, kimsenin aklına rüzgarı tek başına durdurmak gelmez” diyerek yarınki gezisini anlatıyor ve şöyle devam ediyor:”Neden dünyayı dolaşıyorum? Ne ben yapacağım? İtalyan ulusal çıkarlarını savunacağım. Küreselleşmiş bir dünyada, çok taraflı bir sistemde dünyanın geri kalanında olup bitenlerle bağlantılı olmadığımıza inanmak saflıktır. Bugün uluslararası sahnede bir kez daha başrolde olan bir İtalya var. Bu yapabileceğiniz en değerli şey.”
Reform cephesinde Meloni şöyle açıklıyor: “Umarım bu ülkeyi bir dönem ufku olan diğer hükümetlerle bırakabilirim, çünkü doğru kararlar almanın tek ciddi yolu bu. Bugün İtalya’nın sahip olduğu sorunların çoğu, bir, bir buçuk yıllık ufku olan hükümetlerin sonucudur.bu yüzden millet için en iyi şeyler olmasa bile fikir birliği açısından hemen geri dönen kararlar aldılar”.
Konsey Başkanı zaman faktörünün kendi tarafında olduğuna ikna olduğunu söylüyor: “Mutabakata anında etki edebilecek şeyler var, bunun için endişelenmiyorum, uzun vadede yaptığımız işin ve getireceği sonuçların herkes tarafından görüleceğine inanıyorum”.
Önünde Ukraynadiye açıklıyor başbakan, “elimizin altındaki araçlarla yardım etmek, barışı sağlamanın en ciddi yoludur, çünkü her çatışmada zaten kazanmışsanız, masaya oturmanız gerekmez. bir çıkmazdır ve bu nedenle sahadaki kuvvetler üzerinde denge varsa”.
Kendisine sağın bir kısmının savaşa ve Ukrayna’ya verilen desteğe şüpheyle baktığının farkında olup olmadığını soranlara, “Elbette biliyorum – diye yanıtlıyor – Sağın bir kısmı, solun bir kısmı için geçerli, oy kullanmayacak olanlara ve kendilerine ‘Peki bunu bize kim yaptırıyor?’ diye sormaları anlaşılır bir şey.” Ancak bunun popülaritesine getirdiği riskler üzerine,”Bu konuda popülaritemi biraz kaybetmeye hazırım ama vicdanım bana en iyi yolun yaptığımız şeyi aynen yapmak olduğunu söylüyor“.
“Bence – diyor yine Meloni -, barış için çalışmaya devam etmeliyiz ve bunun Parlamentodaki çalışmalarımızın önemli bir parçası olduğunu garanti ederim, ama barış kelimesi işgal ile karıştırılmadığı sürece. Önemsiz bir şekilde, Ukrayna’nın işgaline izin verirsek, yarın aynı sorunu evimize daha yakın bir yerde yaşarız”.
Ayrıca oku
Son aylarda Palazzo Chigi’de ‘küçük şeytanlarla bir anlaşmaya’ varıp varmadığını soran Nicola Porro’ya, “ne demek istediğine bağlı – diye yanıtlıyor – Kendime ayrıcalık tanımak için kendimi veya ulusu satmam gerekirse, bunu yapmaya istekli değilim.. Tabii o zaman her gün karşılaştığınız sorunlara uygulanabilir çözümler aramalısınız, bazı şeyler vardır ki bir şekilde gider diye düşünürsünüz ama dosyayı incelerken işlerin farklı gittiğini anlarsınız. Ama yine de dün olduğu gibi bugün de kendimi düşündüğüm kişiden farklı olmaktansa eve gitmeyi tercih ederim.”
“Yapılan işlerde ekonomiye enerji kazandıran bir sağlamlık, inandırıcılık ve ciddiyet var. Seçim kampanyasında Meloni ile çekirgelerin geleceği, borsanın çökeceği söylendi. Borsa çok iyi gidiyor, spread önceki hükümete göre daha düşük, hedge fonlar İtalyan kamu borcuna karşı bahis yapmayı durdurduBTP değeri çok iyi gitti “diyor başbakan, devam ediyor:” Bir borç sorunu olduğunu çok iyi biliyorum – Meloni’yi kabul ediyor – ve ihtiyatlı ve ciddi bir politika izliyoruz, tahminlerde temkinli ve temkinliyiz ama anlatılan hikayeden ışık yılı uzakta bir sağlamlık var ve bu İtalyan solu için bir sorun.ve ayrıca uluslararası düzeyde bir sorun çünkü İtalyan hükümeti etrafında dönen uluslararası tartışma bizim zayıflığımızın veya gücümüzün bir sonucu değil”.
Hala: “İşi güvencesiz hale getirmiyoruz ve veriler bunu kanıtlıyor: İstihdam edilen kişi sayısındaki artışın %70’ini sabit istihdam edilenler vermektedir”.
“Ve bana yakın olan bir başka gerçek daha var, o da kadın istihdamı: Her şeyden önce, kadınlar için istikrarlı sözleşmeler sayesinde açığı kapatıyoruz” dedi Başbakan, Avrupa ortalamasına kıyasla tarihsel olarak bizim sorunumuz bu. Bu olağanüstü bir rakam.”
Hükümetin otoriter bir profili var mı? “Solun çok zor durumda olduğunu anladım… Sayıştay’da parçası oldukları Draghi hükümetinin kurallarını genişletirseniz otoriter bir sürüklenme olduğunu söylemekle kalmıyor – çünkü sessizce Sayıştay’da yaptığımızdan farklı bir şey yapmadığımıza işaret ediyorum. önceki hükümet yaptı -: öyleyse sorun otoriter sürüklenme mi yoksa soldan değil de sağdan gelen birinin sahip oldukları haklara sahip olmaması mı?, diye devam ediyor başbakan.
“Sayıştay yapması gereken tüm kontrolleri yapmaya devam ediyor, altı aylık raporunu TBMM’ye sunuyor ve sonuncusu eleştirilerle doluydu ve ağzının tıkandığını düşünmüyorum.raporunu vermeye devam ediyor ve biz hiçbir şeyi değiştirmedik…” diye ısrar ediyor Başbakan.
Ve yine: “Sol sizin her konuda otoriter olduğunuzu söylemeye devam ediyor, Fazio Rai’den ayrılıp ona daha fazla maaş verdikleri başka bir yerde çalışmaya karar verirse size otoriter olduğunuzu söylüyorlar, Haziran’da geçit töreni yapılırsa otoriter olduğunuzu söylüyorlar. 2. ordu her zaman olduğu gibi kürsüyü selamlamak için el kaldırıyor, şikayet etsen de otoriter olduğunu söylüyorlar çünkü bir bakanın tarihinin kitabını kitap fuarında sunmasına engel olanlar var Beni şaşırtan şey Roccella olayıyla ilgili en çok, sadece otoriter sürüklenmeden bahsetmek gerekirse, Elly Schlein’ın “olanlardan ve Roccella’dan” şikayet edenlere muhalefetle ilgili bir sorunumuz olduğunu söylemesi. İkinci İtalyan partisinin sekreteri muhalefeti sansürden ayırmıyorsa, o zaman evet bu ülkede otoriter bir sürüklenme sorunumuz var.“.
“Bence solun sorunu, argüman eksikliği – ve argüman eksikliği, çünkü biz, yöneterek, yönetilemez, otoriter bir hakkın hikayesini parçalıyoruz.ve İtalya’da ve sınırların ötesinde, yönetebilen, mükemmel bir şekilde sunulabilen ve başkalarının elde edemediği sonuçlara ulaşan güvenilir, güvenilir bir hakkın olduğunu ve var olabileceğini gösteriyoruz. Çünkü İtalya’nın rekor sayıda çalışanıyla Avrupa’da en çok büyüyen ülke olduğuna dikkat çekiyorum” ve bu da “sol artık sol olmaktan çıktı“.
“Yarın Tunus’ta olacağım.. Tunus, başı belada olan bir ülke. Göçmen düzeyinde” ve küresel olarak “kendimizi nesnel olarak şimdiye kadarki en kötü durumda bulduk. Tunus çok hassas bir durumda, finansal bir temerrüde düşme riski taşıyor. Ve eğer Tunus hükümeti düşerse, endişe verici bir senaryo yaşayabiliriz.. Üzerinde çalıştığımız bir senaryo. Bu uluslararası yapılan bir iş, kimsenin aklına rüzgarı tek başına durdurmak gelmez” diyerek yarınki gezisini anlatıyor ve şöyle devam ediyor:”Neden dünyayı dolaşıyorum? Ne ben yapacağım? İtalyan ulusal çıkarlarını savunacağım. Küreselleşmiş bir dünyada, çok taraflı bir sistemde dünyanın geri kalanında olup bitenlerle bağlantılı olmadığımıza inanmak saflıktır. Bugün uluslararası sahnede bir kez daha başrolde olan bir İtalya var. Bu yapabileceğiniz en değerli şey.”
Reform cephesinde Meloni şöyle açıklıyor: “Umarım bu ülkeyi bir dönem ufku olan diğer hükümetlerle bırakabilirim, çünkü doğru kararlar almanın tek ciddi yolu bu. Bugün İtalya’nın sahip olduğu sorunların çoğu, bir, bir buçuk yıllık ufku olan hükümetlerin sonucudur.bu yüzden millet için en iyi şeyler olmasa bile fikir birliği açısından hemen geri dönen kararlar aldılar”.
Konsey Başkanı zaman faktörünün kendi tarafında olduğuna ikna olduğunu söylüyor: “Mutabakata anında etki edebilecek şeyler var, bunun için endişelenmiyorum, uzun vadede yaptığımız işin ve getireceği sonuçların herkes tarafından görüleceğine inanıyorum”.
Önünde Ukraynadiye açıklıyor başbakan, “elimizin altındaki araçlarla yardım etmek, barışı sağlamanın en ciddi yoludur, çünkü her çatışmada zaten kazanmışsanız, masaya oturmanız gerekmez. bir çıkmazdır ve bu nedenle sahadaki kuvvetler üzerinde denge varsa”.
Kendisine sağın bir kısmının savaşa ve Ukrayna’ya verilen desteğe şüpheyle baktığının farkında olup olmadığını soranlara, “Elbette biliyorum – diye yanıtlıyor – Sağın bir kısmı, solun bir kısmı için geçerli, oy kullanmayacak olanlara ve kendilerine ‘Peki bunu bize kim yaptırıyor?’ diye sormaları anlaşılır bir şey.” Ancak bunun popülaritesine getirdiği riskler üzerine,”Bu konuda popülaritemi biraz kaybetmeye hazırım ama vicdanım bana en iyi yolun yaptığımız şeyi aynen yapmak olduğunu söylüyor“.
“Bence – diyor yine Meloni -, barış için çalışmaya devam etmeliyiz ve bunun Parlamentodaki çalışmalarımızın önemli bir parçası olduğunu garanti ederim, ama barış kelimesi işgal ile karıştırılmadığı sürece. Önemsiz bir şekilde, Ukrayna’nın işgaline izin verirsek, yarın aynı sorunu evimize daha yakın bir yerde yaşarız”.