Karar yazarı Mehmet Ocaktan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü çıkışının akabinde gelen yansılara ait olarak, “Galiba bu Ortodoks sol asla demokrasiyi içselleştiremeyecek, muhtemelen demokrasiyi yalnızca bir lafızdan ibaret sanıyorlar. halbuki demokrasi evvela insan hakları temeline dayalı, hukukun üstünlüğünü temel alan bir hukuk devletidir” dedi.
Ocaktan, “Özgürlük ve hukuk karın doyurmaz bize ekmek yeter!” başlıklı yazısında şunları kaydetti:
“Eğer bir ülkede hukuk yoksa ekonomik refah olmaz, başörtülüler dahil bütün kısımların özgürlük alanları genişlemez, kamil manada insan hakları, bayan ve çocuk hakları olmaz.
Evet bugün derin bir yoksulluk yaşanıyor ve doğal olarak insanların önceliği iktisat. Lakin bilmek gerekiyor ki bugün şikayet ettiğimiz ekonomik krizin de, yolsuzlukların da, yoksullukların da, adaletsizliklerinin de, bayan cinayetlerinin de, yandaş paylaşımlarının da temelinde ‘hukukun üstünlüğü’nü yok eden sistem anlayışı bulunmaktadır.
ötürüsıyla Kılıçdaroğlu’nun ‘başörtüsüne yasal güvence’ teşebbüsünü hukuk devleti anlayışından kopartarak ‘Türkiye’de bugün başörtüsü sorunu yok’ diye okursanız, demokrasiyi salt bir manzaraya indirgemiş olursunuz ki bu biçimde bir demokrasi olmaz.
Unutmayalım, tıpkı ‘bugün başörtüsü sorunu yoktur’ telaffuzunu dillendirenler üzere birileri de uzun yıllardır ‘Türkiye’de Kürt sorunu yok’ diyerek bir algı oluşturmaya çalışıyor. Eğer ‘Kürt sorunu yok’ diyenler haklı olsaydı Türkiye binlerce gencini şehit vermez ve ülke bu kadar acılar yaşamazdı. Demek ki bu ülkede bir Kürt sorunu var ve bu memleketin öncelikli sıkıntıları içindedır. ötürüsıyla halkın yaşadığı fukaralık ne kadar kıymetliyse, Kürt sorunu da, başörtüsü de, özgürlükler de, yolsuzluklar da o kadar kıymetlidir.”
Ocaktan, “Özgürlük ve hukuk karın doyurmaz bize ekmek yeter!” başlıklı yazısında şunları kaydetti:
“Eğer bir ülkede hukuk yoksa ekonomik refah olmaz, başörtülüler dahil bütün kısımların özgürlük alanları genişlemez, kamil manada insan hakları, bayan ve çocuk hakları olmaz.
Evet bugün derin bir yoksulluk yaşanıyor ve doğal olarak insanların önceliği iktisat. Lakin bilmek gerekiyor ki bugün şikayet ettiğimiz ekonomik krizin de, yolsuzlukların da, yoksullukların da, adaletsizliklerinin de, bayan cinayetlerinin de, yandaş paylaşımlarının da temelinde ‘hukukun üstünlüğü’nü yok eden sistem anlayışı bulunmaktadır.
ötürüsıyla Kılıçdaroğlu’nun ‘başörtüsüne yasal güvence’ teşebbüsünü hukuk devleti anlayışından kopartarak ‘Türkiye’de bugün başörtüsü sorunu yok’ diye okursanız, demokrasiyi salt bir manzaraya indirgemiş olursunuz ki bu biçimde bir demokrasi olmaz.
Unutmayalım, tıpkı ‘bugün başörtüsü sorunu yoktur’ telaffuzunu dillendirenler üzere birileri de uzun yıllardır ‘Türkiye’de Kürt sorunu yok’ diyerek bir algı oluşturmaya çalışıyor. Eğer ‘Kürt sorunu yok’ diyenler haklı olsaydı Türkiye binlerce gencini şehit vermez ve ülke bu kadar acılar yaşamazdı. Demek ki bu ülkede bir Kürt sorunu var ve bu memleketin öncelikli sıkıntıları içindedır. ötürüsıyla halkın yaşadığı fukaralık ne kadar kıymetliyse, Kürt sorunu da, başörtüsü de, özgürlükler de, yolsuzluklar da o kadar kıymetlidir.”