Doğmamış Çocuğa Don Biçmek Ne Demek ?

Selin

New member
Doğmamış Çocuğa Don Biçmek Üzerine: Bir Hikâye, Bir Ders

Merhaba forumdaşlar,

Bugün sizlerle içimde iz bırakan bir hikâyeyi paylaşmak istiyorum. Belki bazılarınız “Doğmamış çocuğa don biçmek” deyimini çoktan duymuştur; belki de kimimiz, farkında olmadan bunu hayatının bir yerinde yaşamıştır. Benim anlatacağım hikâye, bu deyimin ne kadar derin, ne kadar insana dokunan bir anlam taşıdığını bana yeniden hatırlattı.

Bir Hayalin Başlangıcı

Serap ve Murat…

Evliliklerinin üçüncü yılıydı. Henüz çocukları yoktu ama Serap’ın aklında hep aynı cümle dönüp duruyordu: “Seneye bir kızım olursa adını Defne koyacağım.” O kadar çok hayal kuruyordu ki, sanki Defne çoktan doğmuş gibiydi. Onun odasını pastel renklere boyamış, minicik bir beşik almıştı.

Murat ise her zamanki gibi mantıklıydı. O, duygularını planlara döken değil, planları duygulara uyduran bir adamdı. “Serap,” demişti bir akşam, “daha ortada çocuk yok. Sen beşikle, nevresimle uğraşıyorsun. Olur da işler farklı giderse, üzülürsün.”

Serap gülümsemişti sadece. “Üzülmem,” demişti. “Bir şeyi hayal etmek bile güzel bazen.”

Ama Murat’ın içi rahat etmemişti. O, hep hesap kitap yapmayı severdi. İşin maliyetini, zamanı, planı düşünür; duygularla değil, olasılıklarla konuşurdu. Serap ise bambaşka bir dünyadaydı. O, hislerle yaşayan, umudun gücüne inanan bir kadındı.

Deyimin Gölgesinde

Günler geçtikçe Serap’ın hevesi arttı. Komşularına bile “Kızım olacak gibi hissediyorum,” diyordu. Beşikteki oyuncak ayıya Defne’nin ismini işlemeye başladığında, Murat artık dayanamadı. “Serap,” dedi sertçe, “daha test bile yapmadık. Doğmamış çocuğa don biçiyorsun.”

O anda Serap’ın yüzü soldu. İlk kez o deyimin acı tarafını hissetti. Ama gururuna yediremedi. “Belki de bazen insanın önce hayali olur, sonra gerçeği,” dedi sessizce.

Bu cümle, Murat’ın aklında yankılandı. Çünkü o, hiçbir zaman hayale yer bırakmamıştı. Onun dünyasında “önce gerçekleşsin, sonra hissedelim” vardı. Serap’ın dünyasında ise “önce hissedelim, sonra gerçekleşsin.”

İşte o an, aralarındaki farkın bir uçurum olduğunu ikisi de anladı.

Bir Umudun Peşinde

Aylar sonra Serap hamile olduğunu öğrendi. Sevinçle Murat’a koştu, gözleri ışıl ışıldı. “Bak,” dedi, “hayal ettiğim gibi oldu!”

Murat sarıldı ona, ama bu defa temkinliydi. “Sevinelim tabii,” dedi, “ama doktorun sonuçlarını bekleyelim.”

O akşam, Serap dualar ederken Murat internetten riskleri araştırıyordu. O, önlemler dünyasında yaşarken Serap olasılıkları sevgiyle kucaklıyordu.

Ne yazık ki birkaç hafta sonra kötü bir haber geldi. Hamilelik sağlıklı ilerlememişti. Doktor, “Kaybettik,” dediğinde Serap’ın dünyası yıkıldı. Beşiğin başında oturup saatlerce ağladı. Defne’nin adını duvarlardan silemedi.

Murat ise sessizdi. O da üzülüyordu ama duygularını bastırıyordu. İçinden “Keşke haklı çıkmasaydım,” diyordu. Çünkü o an anladı ki, bazen en mantıklı olmak, en çok acıtandı.

Empati ve Akıl Arasında Bir Köprü

Aylar geçti. Ev sessizleşti. Serap artık beşiğin olduğu odaya girmiyordu. Murat bir akşam usulca yanına oturdu. “Serap,” dedi, “ben seni korumak istedim. Gerçeklerle yüzleşmeni kolaylaştırmak istedim. Ama belki de seninle birlikte hayal kurmam gerekirdi.”

Serap gözyaşları içinde başını eğdi. “Ben de belki fazla erken bağlandım. Ama inan Murat, o hayal beni yaşatıyordu.”

O anda Murat ilk kez eşinin penceresinden baktı. Kadınlar, acıyı da umudu da aynı kalpte taşırdı. Erkekler ise çoğu zaman birini seçmek zorunda kalırdı.

İşte o gece, Murat “doğmamış çocuğa don biçmek” deyiminin sadece “erken sevinmek” değil, aynı zamanda “erken umut etmekten korkmak” anlamına da gelebileceğini anladı.

Deyimin Kalpteki Yankısı

Bazen biz insanlar, hayatı hep hesaplı yaşarız. “Olmadan inanma,” “kesinleşmeden sevinme,” “başlamadan bağlanma” deriz. Ama bazen de bir şeylere inanmak için kanıt gerekmez. Serap’ın Defne’si hiç doğmadı ama onun sevgisi, o minicik beşiğin köşesinde hâlâ yaşıyordu.

“Doğmamış çocuğa don biçmek” belki aklın dilinde hatadır; ama kalbin dilinde, umudun ta kendisidir. Çünkü umut, bazen olmamışa inanabilmektir.

Murat artık her sabah o odaya giriyor, pencereyi açıyor ve beşiğin üstündeki oyuncak ayıya bakarak gülümsüyor. “Sen haklıydın,” diyor sessizce. “Bir şeyleri hayal etmek bile yaşamak demek.”

Forumdaşlara Bir Söz

Belki siz de bir yerlerde “doğmamış çocuğa don biçtiniz.” Belki bir ilişkiye, bir işe, bir umuda erken bağlandınız. Ama unutmayın, erken bağlanmak bazen kalbin olgunluğudur.

Yeter ki hayal kurmayı bırakmayın. Çünkü bazı hayaller, gerçekleşmese bile insanı yaşatır.

Peki siz hiç böyle hissettiniz mi?

Henüz başlamadan biten bir umut, ya da erken sevindiğiniz bir hayal?

Yazın lütfen forumdaşlar… Belki paylaştıkça, hep birlikte biraz daha iyileşiriz.
 
Üst