CHP Mersin Milletvekili Ali Becerikli Başarır, TBMM Genel Kurulu’nda Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu’nda katledilen Cemal Kaşıkçı davasının Suudi Arabistan’a devredilmesini sert bir lisanla eleştirdi. CHP’li Başarır, Kaşıkçı cinayeti ile ilgili Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın kelamlarını hatırlatarak “84 milyon enayi mi?” dedi.
Konuşmaya başlamadan AKP sıralarından kendisine laf atılan CHP’li Başarır, “Laf atmayın, bu mevzuyu konuşmak zorundayız. Kaşıkçı cinayeti ile ilgili, Türk hukukundaki, milletlerarası mevzuattaki, milletlerarası kontratlardaki unsurları, kararları söyleyeceğiz. Yalnız AKP Küme Başkanvekilinin söylemiş olduği iki şey kıymetli. CHP’nin bu olaya yaklaşımını ilgisini tebessümle izliyorum dedi ancak ben AKP Kümesinin ve iktidarının bu olaya ilgisizliğini ibretle izliyorum” dedi.
“Türkiye Cumhuriyeti bu duruma düşmesin diye burada konuşuyoruz”
AKP Küme Başkanvekilinin Türkiye Cumhuriyeti’nin dünyadaki duruşuna hürmet gösterin kelamı üzerine CHP’li Başarır, “aslına bakarsanız biz hürmet gösterdiğimiz için bu çabayı veriyoruz. Bir Alman gazeteci vardı, yargılanıyordu. Alamazlar dedi beyefendi, aldılar mı? Bir rahip vardı, alamazlar dedi beyefendi, aldılar mı? Suçluları biliyorum dedi, Türkiye’de işlendi dedi, bilgi almak istiyorlarsa dinlemek istiyorlarsa gelsinler biz onlara kayıtları dinlettiririz fakat bu millet enayi değil, vermeyiz dedi. Verdiler mi? Verdiler. Pekala artık soruyorum: Enayi miyiz biz? 84 milyon enayi mi? İşte biz Türkiye Cumhuriyeti bu duruma düşmesin diye burada konuşuyoruz, bu çabayı veriyoruz” kelamlarını lisana getirdi.
İstanbul’un göbeğinde bir gazetecinin lokma lokma doğrandığını söz eden CHP’li Başarır, “Bir grup geliyor. Kim bu grup? İsimli tıp uzmanı var, yarbay var, tuğgeneral var, prensin müdafaası var. İki otele gece yerleşiyorlar ve öğleye gerçek olay gerçekleşiyor. Artık, akıl tutulması yaşıyorum zira konsolos 14 gün daha sonra ülkesine döndü. Viyana Sözleşmesi’nin 41 ve 43’üncü hususları şayet suçüstü bir durum var ise ve nazaranviyle ilgili kabahat yoksa derhal alacaksınız ve yargılayacaksınız diyor. Bu konsolos ve Suudi yetkililer ‘Kaşıkçı 2 saat daha sonra gitti’ dedi zira bir tuğgenerali Kaşıkçı’ya benzettiler ve bir algı yarattılar. Bu konsolosun fiili ve fikri bir biçimde bu suça iştirak ettiği bir gerçektir, birliktece yapıyorlar bunu. Ya niye yolluyorsunuz? niye gitmesine müsaade veriyorsunuz? Türkiye Cumhuriyeti aciz bir ülke değil ancak siz bizi bu duruma düşürüyorsunuz” dedi.
“Bizde kamu gücü, kamusallık, kamu nizamı değerliyken onlarda kısas önemli”
Kaşıkçı belgesinin yollandığı ülke olan Suudi Arabistan’ın hukuk sistemine dikkat çeken CHP’li Başarır, “Dosyayı yolladığınız ülkenin hukukuna bakın. 5 tane sanık idam cezası aldı, 3 tanesi 24 yıl ceza aldı. daha sonra Kaşıkçı ailesinin yakınları şikâyetten vazgeçtiği için idam cezası kaldırıldı. Türkiye Cumhuriyeti 1926’da Ceza Kanunu’nu kabul etti. Bizde kamu gücü, kamusallık, kamu tertibi değerliyken onlarda kısas kıymetli. Siz bu ülke o zamanyken nasıl bu belgeyi teslim edebilirsiniz? Bizim Türk Ceza Kanunu’nda cinayet hatalarında şikâyetten vazgeçtiğimizde evrak düşüyor mu? Hayır lakin orada düşüyor” kelamlarını tabir etti.
“Abdülhamit Gül, hayır dedi, olmaz dedi, rezil oluruz ve bunu anlatamayız dünyaya dedi”
6706 sayılı Cezai konularda Memleketler arası İsimli İşbirliği Kanunu’nun 24.maddesine de değinen CHP’li Başarır, “Bu husus ne der? Kuşkulu yahut sanığın yabancı devletin vatandaşı olması niçiniyle Türkiye’de hazır bulundurulamaması yahut isimli yardımlaşma yoluyla savunmasının alınmaması durumunda devredilebilir kovuşturma der. Dünyada çoklukla yüzde 95 cürmün işlendiği yer belgeyi talep ederken biz de tam zıddı oluyor. Bizdeyse Suudiler talep ediyor ve veriyoruz. Bu olacak şey mi? Öteki bir durum, Abdülhamit Gül’den bu biçimde bir talepte bulundunuz mu? Abdülhamit Gül olmaz dedi mi? İstanbul 11.Ağır Ceza Mahkemesi bu sonucu verdiğinde şimdiki Adalet Bakanı olumlu görüş verdi. Abdülhamit Gül ne dedi ben buradan size soruyorum. Hayır dedi, olmaz dedi, rezil oluruz ve bunu anlatamayız dünyaya dedi” kelamlarına yer verdi.
“Türk yargısını ve kararlarını memleketler arası bağlarda pazarlık konusu yapamazsınız”
Kelamlarına “Suudi Arabistan size ne vadetti?” diyerek devam eden CHP’li Başarır, “Suudi Arabistan ile nasıl bir bağlantı içerisindesiniz bilemem. Siz Türk yargısını ve kararlarını memleketler arası ilgilerde pazarlık konusu yapamazsınız. Şayet bir şeyi konuşacaksak bu ülkede mahkemenin bağımsızlığını konuşacağız. Benim ülkemin cumhurbaşkanı Türkiye’deki kıymetli evraklarda vermem de diyemez, veririm de diyemez. Bu ülkenin en küçük ilçesindeki bir sulh ceza mahkemesi hakimi bile bir dakika beyefendi diyebilmeli, yürütmeye göre karar vermemeli. Ben Adalet Bakanı’nı anlıyorum, sizleri anlıyorum. Sizlerin geri vitesi meşhur ancak 11.Ağır Ceza Mahkemesi Lideri ve üyeleri bu sonucu nasıl verebiliyor?” dedi.
Türkiye Cumhuriyeti Mahkemeleri’nin bağımsız ve özgürce karar vermek zorunda olduğunu tabir eden Başarır, “Biz artık bu ülkede bu mahkemelerin kararlarından evvel cumhurbaşkanının iddialarını, cumhurbaşkanın vermiş olduğu siyasi kararları duymak istemiyoruz. Dün bu millet enayi değil diyorsunuz, bugün belgeyi veriyorsunuz. Bu ülkenin cumhurbaşkanı vermem dedi, kayıtlarda var. Enayi miyiz biz Cumhurbaşkanı? 84 milyonu enayi yerine mi koyuyorsunuz siz? Cumhurbaşkanı bu belgeyle ilgili ne söylemiş oldu? Bakın, bu evrakla ilgili konuşması da yanlış zira şayet ki bir evrakta soruşturma başlamışsa, kovuşturma başlamışsa ne sen ne ben ne cumhurbaşkanı ne meclis lideri yorum yapamaz lakin siz yapıyorsunuz” kelamlarını lisana getirdi.
İlgili mevzuat kararlarından bahseden Başarır, “Türk Ceza Kanunu unsur 8, Konsolosluk İlgileri Hakkında Viyana Sözleşmesi’nin 41 ve 43’üncü hususları, 6706 Sayılı Cezai konularda Milletlerarası İsimli İşbirliği Kanunu’nun 24 üncü unsuru net arkadaşlar. Burada büyük bir yanılgı yapılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti dünya nezdinde küçük düşürülmüştür. Bununla ilgili bir özür, bir düzeltme borcunuz var” dedi.
“Bu bir kabahattir, yeri ve vakti geldiğinde hesap vereceksiniz!”
İsimli yazışmaların yapılıp yapılmadığını Adalet Bakanı’nın açıklamadığını söyleyen Başarır, “İdam cezası olan bir ülkeden bahsediyoruz. Memleketler arası mevzuat net, siz idam etmeme garantisi istediniz mi? Ya bunları bile yapmadınız. (AKP sıralarında elimizde sanık mı var diye laf atılması üzerine) Bakın sanık olmasa da elinizde belge var. Kanıtlar nerde diyorsunuz? Bu adam nerede kesildi? Bir uçak dolusu adam nereden geldi? Elinde sanık var ise ve bırakıyorsan aslına bakarsanız yazıklar olsun! Bir onu yapmadığınız kaldı. İsterseniz elinizde olan sanıkları hangi ülke isterse paket yap yolla o denli mi? Elinde bir sanık vardı: Konsolos. Nerede artık o konsolos? Konsolos nerede çıkın söyleyin. Konsolos’u niye bıraktın? Dışişleri Bakanı ve Adalet Bakanı işbirliği içerisinde olsaydı, MİT ve emniyet misyonunu yapmış, belgeyi hazırlamış önünüze koymuşken siz bu konsolosu bırakabilir miydiniz? Yazık değil mi emniyet mensubu ve MİT’in emeklerine? Siz belgeyi cürmün faili olan Suudi Prens ve idaresine verdiniz. Bu bir kabahattir, yeri ve vakti geldiğinde hesap vereceksiniz!” diyerek konuşmasını bitmiş oldurdi.
Konuşmaya başlamadan AKP sıralarından kendisine laf atılan CHP’li Başarır, “Laf atmayın, bu mevzuyu konuşmak zorundayız. Kaşıkçı cinayeti ile ilgili, Türk hukukundaki, milletlerarası mevzuattaki, milletlerarası kontratlardaki unsurları, kararları söyleyeceğiz. Yalnız AKP Küme Başkanvekilinin söylemiş olduği iki şey kıymetli. CHP’nin bu olaya yaklaşımını ilgisini tebessümle izliyorum dedi ancak ben AKP Kümesinin ve iktidarının bu olaya ilgisizliğini ibretle izliyorum” dedi.
“Türkiye Cumhuriyeti bu duruma düşmesin diye burada konuşuyoruz”
AKP Küme Başkanvekilinin Türkiye Cumhuriyeti’nin dünyadaki duruşuna hürmet gösterin kelamı üzerine CHP’li Başarır, “aslına bakarsanız biz hürmet gösterdiğimiz için bu çabayı veriyoruz. Bir Alman gazeteci vardı, yargılanıyordu. Alamazlar dedi beyefendi, aldılar mı? Bir rahip vardı, alamazlar dedi beyefendi, aldılar mı? Suçluları biliyorum dedi, Türkiye’de işlendi dedi, bilgi almak istiyorlarsa dinlemek istiyorlarsa gelsinler biz onlara kayıtları dinlettiririz fakat bu millet enayi değil, vermeyiz dedi. Verdiler mi? Verdiler. Pekala artık soruyorum: Enayi miyiz biz? 84 milyon enayi mi? İşte biz Türkiye Cumhuriyeti bu duruma düşmesin diye burada konuşuyoruz, bu çabayı veriyoruz” kelamlarını lisana getirdi.
İstanbul’un göbeğinde bir gazetecinin lokma lokma doğrandığını söz eden CHP’li Başarır, “Bir grup geliyor. Kim bu grup? İsimli tıp uzmanı var, yarbay var, tuğgeneral var, prensin müdafaası var. İki otele gece yerleşiyorlar ve öğleye gerçek olay gerçekleşiyor. Artık, akıl tutulması yaşıyorum zira konsolos 14 gün daha sonra ülkesine döndü. Viyana Sözleşmesi’nin 41 ve 43’üncü hususları şayet suçüstü bir durum var ise ve nazaranviyle ilgili kabahat yoksa derhal alacaksınız ve yargılayacaksınız diyor. Bu konsolos ve Suudi yetkililer ‘Kaşıkçı 2 saat daha sonra gitti’ dedi zira bir tuğgenerali Kaşıkçı’ya benzettiler ve bir algı yarattılar. Bu konsolosun fiili ve fikri bir biçimde bu suça iştirak ettiği bir gerçektir, birliktece yapıyorlar bunu. Ya niye yolluyorsunuz? niye gitmesine müsaade veriyorsunuz? Türkiye Cumhuriyeti aciz bir ülke değil ancak siz bizi bu duruma düşürüyorsunuz” dedi.
“Bizde kamu gücü, kamusallık, kamu nizamı değerliyken onlarda kısas önemli”
Kaşıkçı belgesinin yollandığı ülke olan Suudi Arabistan’ın hukuk sistemine dikkat çeken CHP’li Başarır, “Dosyayı yolladığınız ülkenin hukukuna bakın. 5 tane sanık idam cezası aldı, 3 tanesi 24 yıl ceza aldı. daha sonra Kaşıkçı ailesinin yakınları şikâyetten vazgeçtiği için idam cezası kaldırıldı. Türkiye Cumhuriyeti 1926’da Ceza Kanunu’nu kabul etti. Bizde kamu gücü, kamusallık, kamu tertibi değerliyken onlarda kısas kıymetli. Siz bu ülke o zamanyken nasıl bu belgeyi teslim edebilirsiniz? Bizim Türk Ceza Kanunu’nda cinayet hatalarında şikâyetten vazgeçtiğimizde evrak düşüyor mu? Hayır lakin orada düşüyor” kelamlarını tabir etti.
“Abdülhamit Gül, hayır dedi, olmaz dedi, rezil oluruz ve bunu anlatamayız dünyaya dedi”
6706 sayılı Cezai konularda Memleketler arası İsimli İşbirliği Kanunu’nun 24.maddesine de değinen CHP’li Başarır, “Bu husus ne der? Kuşkulu yahut sanığın yabancı devletin vatandaşı olması niçiniyle Türkiye’de hazır bulundurulamaması yahut isimli yardımlaşma yoluyla savunmasının alınmaması durumunda devredilebilir kovuşturma der. Dünyada çoklukla yüzde 95 cürmün işlendiği yer belgeyi talep ederken biz de tam zıddı oluyor. Bizdeyse Suudiler talep ediyor ve veriyoruz. Bu olacak şey mi? Öteki bir durum, Abdülhamit Gül’den bu biçimde bir talepte bulundunuz mu? Abdülhamit Gül olmaz dedi mi? İstanbul 11.Ağır Ceza Mahkemesi bu sonucu verdiğinde şimdiki Adalet Bakanı olumlu görüş verdi. Abdülhamit Gül ne dedi ben buradan size soruyorum. Hayır dedi, olmaz dedi, rezil oluruz ve bunu anlatamayız dünyaya dedi” kelamlarına yer verdi.
“Türk yargısını ve kararlarını memleketler arası bağlarda pazarlık konusu yapamazsınız”
Kelamlarına “Suudi Arabistan size ne vadetti?” diyerek devam eden CHP’li Başarır, “Suudi Arabistan ile nasıl bir bağlantı içerisindesiniz bilemem. Siz Türk yargısını ve kararlarını memleketler arası ilgilerde pazarlık konusu yapamazsınız. Şayet bir şeyi konuşacaksak bu ülkede mahkemenin bağımsızlığını konuşacağız. Benim ülkemin cumhurbaşkanı Türkiye’deki kıymetli evraklarda vermem de diyemez, veririm de diyemez. Bu ülkenin en küçük ilçesindeki bir sulh ceza mahkemesi hakimi bile bir dakika beyefendi diyebilmeli, yürütmeye göre karar vermemeli. Ben Adalet Bakanı’nı anlıyorum, sizleri anlıyorum. Sizlerin geri vitesi meşhur ancak 11.Ağır Ceza Mahkemesi Lideri ve üyeleri bu sonucu nasıl verebiliyor?” dedi.
Türkiye Cumhuriyeti Mahkemeleri’nin bağımsız ve özgürce karar vermek zorunda olduğunu tabir eden Başarır, “Biz artık bu ülkede bu mahkemelerin kararlarından evvel cumhurbaşkanının iddialarını, cumhurbaşkanın vermiş olduğu siyasi kararları duymak istemiyoruz. Dün bu millet enayi değil diyorsunuz, bugün belgeyi veriyorsunuz. Bu ülkenin cumhurbaşkanı vermem dedi, kayıtlarda var. Enayi miyiz biz Cumhurbaşkanı? 84 milyonu enayi yerine mi koyuyorsunuz siz? Cumhurbaşkanı bu belgeyle ilgili ne söylemiş oldu? Bakın, bu evrakla ilgili konuşması da yanlış zira şayet ki bir evrakta soruşturma başlamışsa, kovuşturma başlamışsa ne sen ne ben ne cumhurbaşkanı ne meclis lideri yorum yapamaz lakin siz yapıyorsunuz” kelamlarını lisana getirdi.
İlgili mevzuat kararlarından bahseden Başarır, “Türk Ceza Kanunu unsur 8, Konsolosluk İlgileri Hakkında Viyana Sözleşmesi’nin 41 ve 43’üncü hususları, 6706 Sayılı Cezai konularda Milletlerarası İsimli İşbirliği Kanunu’nun 24 üncü unsuru net arkadaşlar. Burada büyük bir yanılgı yapılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti dünya nezdinde küçük düşürülmüştür. Bununla ilgili bir özür, bir düzeltme borcunuz var” dedi.
“Bu bir kabahattir, yeri ve vakti geldiğinde hesap vereceksiniz!”
İsimli yazışmaların yapılıp yapılmadığını Adalet Bakanı’nın açıklamadığını söyleyen Başarır, “İdam cezası olan bir ülkeden bahsediyoruz. Memleketler arası mevzuat net, siz idam etmeme garantisi istediniz mi? Ya bunları bile yapmadınız. (AKP sıralarında elimizde sanık mı var diye laf atılması üzerine) Bakın sanık olmasa da elinizde belge var. Kanıtlar nerde diyorsunuz? Bu adam nerede kesildi? Bir uçak dolusu adam nereden geldi? Elinde sanık var ise ve bırakıyorsan aslına bakarsanız yazıklar olsun! Bir onu yapmadığınız kaldı. İsterseniz elinizde olan sanıkları hangi ülke isterse paket yap yolla o denli mi? Elinde bir sanık vardı: Konsolos. Nerede artık o konsolos? Konsolos nerede çıkın söyleyin. Konsolos’u niye bıraktın? Dışişleri Bakanı ve Adalet Bakanı işbirliği içerisinde olsaydı, MİT ve emniyet misyonunu yapmış, belgeyi hazırlamış önünüze koymuşken siz bu konsolosu bırakabilir miydiniz? Yazık değil mi emniyet mensubu ve MİT’in emeklerine? Siz belgeyi cürmün faili olan Suudi Prens ve idaresine verdiniz. Bu bir kabahattir, yeri ve vakti geldiğinde hesap vereceksiniz!” diyerek konuşmasını bitmiş oldurdi.