Yüzde kaç engelli olduğumu nasıl öğrenebilirim ?

BebekBakicisi

Global Mod
Global Mod
Yüzde Kaç Engelli Olduğunuzu Öğrenmek: Gerçekler, Veriler ve Sosyal Etkiler

Engellilik, her bireyin yaşamını farklı şekilde etkileyen karmaşık bir durumdur. Bazıları doğuştan gelen engellerle yaşarken, diğerleri bir kaza veya hastalık sonucu engellilikle tanışır. Peki, engelli olma durumumuzu nasıl belirleriz? Engellilik oranımızı ölçmek, sadece sayılarla sınırlı bir işlem değildir; aynı zamanda duygusal, sosyal ve toplumsal bir anlam taşır. Yüzde kaç engelli olduğumuzu öğrenmek, hayatımızın farklı alanlarında aldığımız desteği, erişimimizi ve toplumsal algıyı anlamamıza yardımcı olabilir. Ancak bu süreci nasıl doğru şekilde geçirebiliriz? Hadi, birlikte bunu keşfedelim.

Engellilik Oranı Nedir?

Engellilik oranı, genellikle bir kişinin yaşamını etkileyen fiziksel, zihinsel veya duygusal kısıtlamaların ciddiyetine göre belirlenir. Türkiye'deki mevzuata göre, engellilik oranı; bir kişinin günlük yaşam aktivitelerini ne kadar kısıtladığına göre hesaplanır. Ancak bu oran, farklı ülkelerde farklı şekilde değerlendirilebilir. Örneğin, ABD’de engellilik tanısı, bir dizi fiziksel ve psikolojik testin ardından yapılırken, Türkiye’de 2005’te kabul edilen Engelliler Kanunu çerçevesinde, engellilik oranı belirli testler ve değerlendirmelerle ölçülür.

Türkiye'deki engellilik oranı belirleme süreci, Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastaneler aracılığıyla yapılmaktadır. Engelli raporları almak için ilgili sağlık kurulu, kişinin engelliliğinin derecesini yüzde olarak belirtir. Bu raporlar, genellikle üç ana kategoride değerlendirilir: bedensel, zihinsel ve duyusal engeller.

Engelli Raporu Nasıl Alınır?

Yüzde kaç engelli olduğunuzu öğrenmek için öncelikle bir devlet hastanesine başvurmanız gereklidir. Burada yapılan fiziksel ve psikolojik testler sonucu, doktorlar tarafından engellilik oranınız belirlenir. Örneğin, bir kişi, %40 engelli olarak değerlendirilmişse, bu, kişinin günlük yaşam aktivitelerinin %40 oranında kısıtlandığını gösterir. Engellilik oranının yüksek olması, kişinin toplumsal hayata katılımını da zorlaştırabilir. Bu rapor, kişiye özel sağlık hizmetlerinden faydalanmak, ulaşımda ve istihdamda bazı haklardan yararlanmak için gereklidir.

Sosyal ve Ekonomik Etkiler

Erkekler için engellilik oranının belirlenmesi genellikle pratik bir mesele olarak görülür. Çoğu erkek, engellilik oranının iş ve gelir gibi somut etkilere ne kadar yansıdığına odaklanır. Engellilik oranı, iş gücü piyasasında önemli bir rol oynar. Çünkü %40 ve üzeri engelli raporu olan bireyler, iş yerlerinde özel düzenlemelerden ve kota haklarından yararlanabilir. Bu, daha geniş iş fırsatlarına erişim anlamına gelebilir. Ancak engelli bireyler için iş bulmak, yüzde oranı ne olursa olsun, daha zorlu bir süreçtir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, engelli bireylerin işsizlik oranı, normal bireylere göre üç kat daha yüksektir.

Kadınlar için engellilik oranı belirlemek ise genellikle daha sosyal ve duygusal boyutlara odaklanır. Kadınlar engelliliklerini genellikle toplumsal algı, ayrımcılık ve kadın hakları bağlamında tartışırlar. Engelli kadınların yaşadığı en önemli zorluklardan biri, engellilik durumunun toplumsal cinsiyet rollerine nasıl etki ettiğiyle ilgilidir. Türkiye’de engelli kadınların iş gücüne katılım oranı, erkeklerden çok daha düşüktür. Engelli kadınlar, toplumda hem kadın hem de engelli olarak iki kat ayrımcılığa uğrayabilmektedirler. Bu durum, onların ekonomik bağımsızlıklarını kazanmalarını zorlaştırır.

Engelli Bireylerin Toplumsal Katılımı

Engellilik oranı belirlemek, sadece bir tıbbi durumdan ibaret değildir. Toplumların engelli bireylere bakış açısı, onların yaşam kalitesini ve toplumsal katılımını doğrudan etkiler. Sosyal güvenlik, eğitim ve sağlık hizmetlerine erişim, engellilik oranı ile doğrudan ilişkilidir. Ancak engellilik oranı ne olursa olsun, bu bireylerin toplumsal yaşamda daha fazla yer alması gerektiği açıktır.

Engelli bireylerin yaşam kalitesini artırmak için toplumsal farkındalık önemlidir. Özellikle kamu sektöründe engelli istihdamını artırma çabaları devam etmektedir. 2022 yılında Türkiye’de kamu kurumlarında engelli çalışan oranı %3,2 olarak belirlenmiştir. Bu oran, hala düşük olmasına rağmen, bir ilerleme kaydedildiğini göstermektedir.

Veriler ve Gerçek Dünya Örnekleri

Verilere baktığımızda, dünya genelinde engellilik oranlarının arttığı bir gerçektir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) 2011 verilerine göre, dünya nüfusunun yaklaşık %15’i bir tür engellilik yaşıyor. Türkiye’de ise Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün 2021 verilerine göre, engelli bireylerin oranı %12,2 civarındadır. Bu veriler, her 10 kişiden birinin engelli olduğunu gösteriyor.

Örneğin, bir kadının %40 engelli olarak değerlendirilmesi, onun hayatını yalnızca sağlıkla ilgili kısıtlamalarla değil, aynı zamanda sosyal yaşamda karşılaştığı engellerle de tanımlar. Bir diğer örnek olarak, görme engelli bir bireyin toplu taşıma araçlarına erişimindeki zorluklar, %80 engelli olarak belirlenen birinin günlük yaşamındaki bağımsızlık kaybına göre çok farklı deneyimler sunar. Buradaki temel fark, her bireyin engellilik deneyiminin farklı ve çok katmanlı olduğudur.

Sonuç ve Tartışma

Yüzde kaç engelli olduğumuzu öğrenmek, yalnızca sağlık raporlarıyla sınırlı bir süreç değildir. Bu oran, yaşam kalitemizi, toplumsal kabulümüzü ve hatta ekonomik fırsatlarımızı belirler. Peki, engellilik oranlarının toplumsal kabulü nasıl değişir? Toplumlar engellilikle ne kadar barışık? Engelli bireylerin yaşadığı ayrımcılığa karşı ne gibi adımlar atılabilir? Bu soruların cevapları, engellilikle ilgili toplumda daha fazla farkındalık yaratmanın anahtarı olabilir.

Bu yazı, engellilik oranı ve bu oranların hayatımıza etkileri hakkında bir tartışma başlatmayı amaçladı. Sizin de bu konuda görüşleriniz neler? Engellilik oranı, toplumda nasıl bir değişim yaratabilir?
 
Üst