Yeni Akit ve Yeni Şafak gazeteleri DÜZGÜN Parti başkanı Meral Akşener‘in dünkü küme toplantısındaki “Beni aramıştınız” kelamlarına karşılık verdi.
Akşener partisinin küme toplantısında dün yaptığı konuşmada, İBB Lideri Ekrem İmamoğlu‘na verdiği dayanağı anlatırken “Bundan yirmi sene evvel yaşadığı haksızlık karşısında nasıl Sayın Erdoğan’ın yanına koştuysam bu sefer de Ekrem kardeşimin yanına koştum” demişti.
Akşener, şu biçimde devam etmişti:
Ey Yeni Şafak, Akit’in sahipleri
“Sayın Zahid Akman hatırlıyor musun? Gecenin 1’inde beni aradığını… Kimseleri bulamamıştınız da bula bula beni bulmuştunuz hatırlıyor musun? Ben sizin isteğinizi, ricanızı yerine getirmiştim.
Ey Yeni Şafak’ın sahipleri. Meskeniniz basıldığında, kimseleri bulamamıştı avukatınız. Bula bula beni bulmuştu. Ben de oradaydım.
Ey Akit, Vakit’in sahipleri, 1999. Hatırlıyor musunuz, panik ortasında, Kocaeli’nden milletvekili adayı olan, Refahyol’un İçişleri Bakanı Meral Akşener’i panik ortasında arayıp ‘abla ne olursun, bizi gürültü ile ziyaret et’ söylemiş olduğinizde, sizi ziyarete gelmiştim. Kimseyi bulaşmamıştınız, zira hepsi korkaktı. Nasıl Emine Hanım’ın yanına koştuysam, bu kez da Dilek kızımın yanına koştum…”
Yeni Şafak: Takviye istenmedi
Akşener’in bu kelamlarına hem Yeni Şafak aynı vakitte Akit gazetelerinden karşılık geldi.
Yeni Şafak’taki haberde şu tabirler yer aldı:
“Akşener’in tez ettiği üzere yakın geçmişte bu biçimde bir olay yaşanmadı. Albayrak Kümesi, Yeni Şafak’ı satın almasından daha sonra periyodun vesayetçileri tarafınca oldukcaça baskıya maruz kaldı. Albayrak Ailesi’ne 1999 yılının Nisan, 2000 yılının Mart, 2001 yılının Eylül ve 2002 yılının Ocak aylarında vesayetçiler tarafınca baskınlar yapıldı. Aileye iftiralar atılıp, kimi aile üyeleri de gözaltına alınarak haksız bir biçimde tutuklandı. Bu haksızlıklar karşısında hiç bir vakit Akşener’den dayanak istenilmediği üzere, Akşener de bu olaylar sırasında Albayrak Ailesi’nin yanında imaj vermedi.”
Yeni Akit: Ne biz Meral’i aradık ne de Akşener bize yardıma geldi
Yeni Akit yazarı Ali Karahasanoğlu’nun karşılığı ise şu biçimde:
(…) Palavra bir: 1999’da Meral Akşener akit’e/vakit’e dayanak ziyareti yapmamıştır.. Buyursun ispatlasın.. akit/vakit kendisinden dayanak ziyareti talebinde bulunmamıştır.. 1999’da akit’e yönelik, en önemli baskı, Cumhuriyet gazetesinin maksat göstermesi daha sonrasında, 300 polis ile gerçekleştirilen operasyon idi..
Başından sonuna kadar, gazetede idim.. Meral Akşener’i ne gördüm, ne de isminin geçtiğine şahit oldum..
Polis sabah geldi, binanın tamamını aradı. “Bu kadar polissiniz.. Burası bir gazete. Yarınki gazeteyi hazırlamamız gerekir. Bir an evvel aramanızı bitirin” dediysek de..
Akşam saatlerine kadar arama devam etti. Ne biz Meral’i aradık. Ne de Akşener bize yardıma geldi.. Ki, o tarih, esasen seçimden 5 ay daha sonrası idi. Seçim öncesinde, her zamanki savcı-polis takibatları haricinde, akit’te bir olay olmamıştı ki, Meral Akşener’i de çağıralım..
Ama lafı yuvarlamayalım, net söyleyeyim: biz Meral bayanı çağırmadık. Meral hanım da gelmedi.. Geldiği tarih 1999 değil, 2004.
Bize takviye için değil, kendisi MHP’den İstanbul Büyükşehir Belediye Lider adayı olduğu için, takviye almaya geldi.. Biz de, Erbakan Hocanın hatırına, Refahyol hükümeti ile Erbakan Hocaya takviye vermelerinin bir vefası olarak röportaj yapıp, görüşlerini kamuoyuna aktardık.. Buyrun, Meral hanım. Çıkın artık meydana.. akit’e bir gürültüyle yapılan ziyareti göster bize..
Gelin akittv’ye.. Gözlerimizin içine bakarak, “Siz, akit’e dayanak vermeniz için beni çağırdınız” deyin. Diyebilirseniz şayet…”
TIKLAYIN – Akşener’den Yeni Şafak ve Akit’e: Beni aramıştınız
Akşener partisinin küme toplantısında dün yaptığı konuşmada, İBB Lideri Ekrem İmamoğlu‘na verdiği dayanağı anlatırken “Bundan yirmi sene evvel yaşadığı haksızlık karşısında nasıl Sayın Erdoğan’ın yanına koştuysam bu sefer de Ekrem kardeşimin yanına koştum” demişti.
Akşener, şu biçimde devam etmişti:
Ey Yeni Şafak, Akit’in sahipleri
“Sayın Zahid Akman hatırlıyor musun? Gecenin 1’inde beni aradığını… Kimseleri bulamamıştınız da bula bula beni bulmuştunuz hatırlıyor musun? Ben sizin isteğinizi, ricanızı yerine getirmiştim.
Ey Yeni Şafak’ın sahipleri. Meskeniniz basıldığında, kimseleri bulamamıştı avukatınız. Bula bula beni bulmuştu. Ben de oradaydım.
Ey Akit, Vakit’in sahipleri, 1999. Hatırlıyor musunuz, panik ortasında, Kocaeli’nden milletvekili adayı olan, Refahyol’un İçişleri Bakanı Meral Akşener’i panik ortasında arayıp ‘abla ne olursun, bizi gürültü ile ziyaret et’ söylemiş olduğinizde, sizi ziyarete gelmiştim. Kimseyi bulaşmamıştınız, zira hepsi korkaktı. Nasıl Emine Hanım’ın yanına koştuysam, bu kez da Dilek kızımın yanına koştum…”
Yeni Şafak: Takviye istenmedi
Akşener’in bu kelamlarına hem Yeni Şafak aynı vakitte Akit gazetelerinden karşılık geldi.
Yeni Şafak’taki haberde şu tabirler yer aldı:
“Akşener’in tez ettiği üzere yakın geçmişte bu biçimde bir olay yaşanmadı. Albayrak Kümesi, Yeni Şafak’ı satın almasından daha sonra periyodun vesayetçileri tarafınca oldukcaça baskıya maruz kaldı. Albayrak Ailesi’ne 1999 yılının Nisan, 2000 yılının Mart, 2001 yılının Eylül ve 2002 yılının Ocak aylarında vesayetçiler tarafınca baskınlar yapıldı. Aileye iftiralar atılıp, kimi aile üyeleri de gözaltına alınarak haksız bir biçimde tutuklandı. Bu haksızlıklar karşısında hiç bir vakit Akşener’den dayanak istenilmediği üzere, Akşener de bu olaylar sırasında Albayrak Ailesi’nin yanında imaj vermedi.”
Yeni Akit: Ne biz Meral’i aradık ne de Akşener bize yardıma geldi
Yeni Akit yazarı Ali Karahasanoğlu’nun karşılığı ise şu biçimde:
(…) Palavra bir: 1999’da Meral Akşener akit’e/vakit’e dayanak ziyareti yapmamıştır.. Buyursun ispatlasın.. akit/vakit kendisinden dayanak ziyareti talebinde bulunmamıştır.. 1999’da akit’e yönelik, en önemli baskı, Cumhuriyet gazetesinin maksat göstermesi daha sonrasında, 300 polis ile gerçekleştirilen operasyon idi..
Başından sonuna kadar, gazetede idim.. Meral Akşener’i ne gördüm, ne de isminin geçtiğine şahit oldum..
Polis sabah geldi, binanın tamamını aradı. “Bu kadar polissiniz.. Burası bir gazete. Yarınki gazeteyi hazırlamamız gerekir. Bir an evvel aramanızı bitirin” dediysek de..
Akşam saatlerine kadar arama devam etti. Ne biz Meral’i aradık. Ne de Akşener bize yardıma geldi.. Ki, o tarih, esasen seçimden 5 ay daha sonrası idi. Seçim öncesinde, her zamanki savcı-polis takibatları haricinde, akit’te bir olay olmamıştı ki, Meral Akşener’i de çağıralım..
Ama lafı yuvarlamayalım, net söyleyeyim: biz Meral bayanı çağırmadık. Meral hanım da gelmedi.. Geldiği tarih 1999 değil, 2004.
Bize takviye için değil, kendisi MHP’den İstanbul Büyükşehir Belediye Lider adayı olduğu için, takviye almaya geldi.. Biz de, Erbakan Hocanın hatırına, Refahyol hükümeti ile Erbakan Hocaya takviye vermelerinin bir vefası olarak röportaj yapıp, görüşlerini kamuoyuna aktardık.. Buyrun, Meral hanım. Çıkın artık meydana.. akit’e bir gürültüyle yapılan ziyareti göster bize..
Gelin akittv’ye.. Gözlerimizin içine bakarak, “Siz, akit’e dayanak vermeniz için beni çağırdınız” deyin. Diyebilirseniz şayet…”
TIKLAYIN – Akşener’den Yeni Şafak ve Akit’e: Beni aramıştınız