Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, “Bu ülkede o yok bu yok diyenlere kapak olsun. Bu ülkenin eli öpülesi üreticilerimiz yalnızca 85 milyonu doyurmakla kalmıyor, hem de bu ülkede sığınmak ismine bulunan 5 milyona, her yıl Türkiye’ye gelen 50 milyon turiste arta kalanını ihraç ederek üreticilerimiz eforlarını muvaffakiyet ile sürdürdüler” dedi.
Kirişçi, besin güvenliği konusunda bir ulusal güvenlik sıkıntısı bakışında hareket edeceklerini belirterek ayçiçek yağı ve şeker stoklarıyla ilgili algı operasyonları yürütüldüğünü deklare etti.
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde ziraat odası liderleri, kooperatif yöneticileri, süt ve et üreticileri birlikler ile bölüm temsilcileriyle bir ortaya geldi.
Tarım ve endüstrinin entegre olması gerektiğinin altını çizen Kirişçi, açıklamasında şu tabirlere yer verdi:
“Tarım mamüllerini manalı kılacak sanayidir”
“Tarım tek başına bu manada kıymet söz eder diyemiyoruz. Tarım mamüllerini manalı kılacak endüstridir. Tarım sanayi entegrasyonu değerlidir. Bursa örnek bir kenttir. Maalesef tarım bir devir görmezden gelinmeye çalışılmış, tarımla ilgili yapılan faaliyetler sonucunda elde edilen mamüllerin ithal dahi edilebileceği üzere gerçeklerle örtüşmeyen şeyleri kabul edemeyeceğiz. Son 20 yılda hükümetimiz her alanda olduğun üzere bitkisel ve hayvansal üretim ayağında eşsiz takviyeler sağlamıştır. Bildiğiniz üzere 2002-2011 yılları içinde mecliste Tarım Kurulu Lideri olarak 9,5 yıl vazife yaptım. Bu nazaranvde tarıma değerli mevzuatlar kazandırdık. Hukuk devletinin asıl olan mevzuattır. Düşünebiliyor musunuz? Türkiye bir tarım ülkesi lakin tarım kanunu yok. Düşünülebiliyor musunuz tarım yapıyorsunuz lakin tarım sigortası yok.
14 kanun bizim vaktimizde maddeleşti. sonrasındasındaki devirde de eksik olan 1-2 kanun da Türkiye’de tarım hukuksal taraftan bir mevzuat noksanlığı olan bir alan olmaktan çıktı. Şu anda Türkiye’de tarımın mevzuat konusunda bir boşluk, eksik yok. Bir iki dokunuş gerekiyor. Biz yalnızca tarım değil Tarım ve Orman Bakanlığıyız. Su ile ilgili ünitelerimiz var. Bunların başında Türkiye’nin en beğenilen kurumlarından olan DSİ var. DSİ, ziraî alanda sular ve içme sular ile ilgili çalışmalar yapıyor. Türkiye’nin su zengini bir ülke olmadığını dikkate aldığımızda bu biçimdesine bir bakanlığın Su İdaresi Genel Müdürlüğümüz var. Bu çerçevede de su kanununun eksikliklerini görüyoruz.”
“Ormanlarımız bizim için vazgeçilmezdir”
“Yapılacak kanun kucaklayıcı, kesimliliği ortadan kaldıran bir kanun olsun ortasındayız. Öteki tarafınca ormanlar bakanlığın sorumluluk alanıdır. Ormanlarımız bizim için vazgeçilmezdir. Ormanla ilgili atılan adımlar hükümet olarak ormana ve yeşile bakışımızı ortaya koymuştur. Orman alanlarının artıran Avrupa’da birinci, dünyada altıncı olduk. Yaşanan orman yangınları ve acıyı yüreklerde hissettik lakin öbür tarafınca ormanın vazgeçilmez hayati bir bitkisel varlık olduğu görmüş olduk. bu türlü Tarım ve Orman Bakanlığı nazaranv alanı ortasında.”
Bakan Kirişçi, pandemi periyodundan bu yana Türkiye’de bir eserin bulunurluğu noktasında eksiklik yaşanmadığını belirterek şunları söylemiş oldu:
“Herkes anladı ki tarım stratejik bir sektör”
“Konuşma başında da tarımı tali bir kesim olarak nazarann, bir biçimde ithalat yolu ile tarım mamüllerine ikame edeceğini düşünenlerin yangılı ortasında olduğunu pandemi ve savaşta açık açık gördük. Gördük ki paranız olsa da bizim besin arz güvenliğini sağlamak için yetersizliğimiz ortaya çıktı. Bunu ülkemiz için değil dünya olarak söylüyorum. Dünya şaşkına döndü ve raflara hamle başladı. Devamında da Rusya-Ukrayna savaşı ile bu süreç pik yaptı. Herkes anladı ki tarım stratejik bir kesim. Tarım vazgeçilmez. Tarım kesiminde kesinlikle Tarım ve Orman Bakanlığı başata olmak üzere ülkeyi yönetenlerin bu bahse ehemmiyet vermesi gerekiyor. Bu hükümet bunu da gerçekleştirdi.”
“Şekerle ilgili algı operasyonlarının olduğunu görüyoruz”
“Pandemi periyodu ve savaşta hamd olsun bir eserinin bulunurluk noktasında eksiklik çekilmedi. Bütün temel eserler konusunda bu halledildi. Ortada bir gündeme gelenler oldu. Yeni bakan olduğumuzda bir anda ayçiçeği konusu gündeme geldi. Bu ayçiçeği yağı birkaç gün sürdü ve bahis kapandı. Şekerle ilgili bir biçimde algı operasyonlarının olduğunu görüyoruz. Bu hususta da bize yetecek kadar kendi eserlerimiz stoklarımızda ve kayıtlarımızdadır. Tarım bölümünün bu vazgeçilmeziliği ve stratejik ehemmiyetini söz ettikten daha sonra bu yeni devirde tarıma dahil de bir grup alınması gereken acil tedbirlerin yanı sıra Cumhuriyetimizin 2. yüzyılında yani 2023’ten daha sonra yeni bir ziraî siyasetlerle devam edeceğiz. Her alanda olduğu üzere bir ekip adımlar atacağız”
Yerli üretimi öne çıkararak üreticileri şad edeceklerini kaydeden Kirişçi şu biçimde devam etti:
“Üreticileri mutlu edeceğiz”
“İthal yol ile temin edilen mamüllerin ziraî alt yapısını kullanarak üreteceğiz. Dünyada her ülke belli eserleri ithal ve ihraç eder. Bizim buradaki altını çizdiğimiz konu stratejik eserlerdir. Burada ki eserler den kasıt, un, yağ, şekerdir. Bunlar ziraî temel eserler olarak hububat ve baklagiller, şeker pancarı olduğunu belirtmiş olayım. Hayvansal eser olarak bitkisel üretimle entegre olan hububat mamüllerini yem bölümünde kıymetlendiriyoruz. Hayvansal üretim tarafında da et, süt, yumurta diyoruz. Bu eserler bizim stratejik, vazgeçilmez eserlerdir. Öteki eserler meyve ve zerzevat konusunda Bursa birincilerde olan bir kenttir. Üretimlerine devam edecekler. Biz bu stratejik eserlere farklı kıymet vereceğiz.
Ziraî dayanaklar sahiden sayıca hayli ve kompleks durumda . Burada da sadeleştiremeye gideceğiz ve üreticileri şad edeceğiz. Yaklaşık 3 milyon hektar üzerinde işlenmeyen, boş bırakılan alanları 23 milyon hektar alana eklenmesi ile yüzde 15 artış sağlanmış olacak. Bizim üretim alanlarımızı boş bir tarla, boş bahçe, ahır, ağıl bunların hepsini ekilen yetiştirilen üretilen haline getireceğiz. Arazinin mülkiyet hakkını ve kullanım hakkını birbirinden ayıracağız. Mirastan dolayı çok parçalanma olabiliyor. Lakin ekilmeyen, işlenmeyen alanların işletilmesi konusunda bir düzenlemeye gideceğiz ve buraları boş bırakmayacağız ”
Besin güvenliği konusunda bir ulusal güvenlik sıkıntısı bakışında hareket edeceklerini belirten Bakan Kirişçi açıklamalarını şöyle noktaladı:
“Ekilmemiş bir karış toprak, bir fidan yer bırakmayacağız”
“Ekilmemiş bir karış toprak, bir fidan yer bırakmayacağız. Bir ahırın yahut kümesin boş kalmasına müsaade vermeyeceğiz. Bu tarlaların işlenmesi üretimde kullanılmasını temin edeceğiz. Prensip olarak, ekonomik olmayan ve işletmecisine gelir sağlamayan faaliyet sürdürülebilir değildir. Üreticinin ürettiği bitkisel ve hayvansal eserler noktasında onları memnun ve mutlu edecek uygulamayı hayata geçireceğiz. Mevzuatta yeteri kadar düzenlemeler mevcuttur.
Son olarak üreticilerimize buradan sesleniyorum. Bu ülkede o yok bu yok diyenlere kapak olsun. Bu ülkenin eli öpülesi üreticilerimiz yalnızca 85 milyonu doyurmakla kalmıyor, beraberinde bu ülkede sığınmak ismine bulunan 5 milyona, her yıl Türkiye’ye gelen 50 milyon turiste arta kalanını ihraç ederek üreticilerimiz uğraşlarını muvaffakiyet ile sürdürdüler. Bundan daha sonrada sürdürecekler.
Bu üreticilerimizin daha kuvvetli bir biçimde yanlarında yer alacağız. Son solarak üreticimize şunu söylüyoruz; ’sen üret, yeter’. Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere tüm hükümetimiz ve bakanlığımız üreticimizin yanındadır. Bu üreticilere hizmet etmek bizler için bir ibadet seviyesindedir. Bütün üreticilerimize teşekkür ediyorum”
Kirişçi, besin güvenliği konusunda bir ulusal güvenlik sıkıntısı bakışında hareket edeceklerini belirterek ayçiçek yağı ve şeker stoklarıyla ilgili algı operasyonları yürütüldüğünü deklare etti.
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde ziraat odası liderleri, kooperatif yöneticileri, süt ve et üreticileri birlikler ile bölüm temsilcileriyle bir ortaya geldi.
Tarım ve endüstrinin entegre olması gerektiğinin altını çizen Kirişçi, açıklamasında şu tabirlere yer verdi:
“Tarım mamüllerini manalı kılacak sanayidir”
“Tarım tek başına bu manada kıymet söz eder diyemiyoruz. Tarım mamüllerini manalı kılacak endüstridir. Tarım sanayi entegrasyonu değerlidir. Bursa örnek bir kenttir. Maalesef tarım bir devir görmezden gelinmeye çalışılmış, tarımla ilgili yapılan faaliyetler sonucunda elde edilen mamüllerin ithal dahi edilebileceği üzere gerçeklerle örtüşmeyen şeyleri kabul edemeyeceğiz. Son 20 yılda hükümetimiz her alanda olduğun üzere bitkisel ve hayvansal üretim ayağında eşsiz takviyeler sağlamıştır. Bildiğiniz üzere 2002-2011 yılları içinde mecliste Tarım Kurulu Lideri olarak 9,5 yıl vazife yaptım. Bu nazaranvde tarıma değerli mevzuatlar kazandırdık. Hukuk devletinin asıl olan mevzuattır. Düşünebiliyor musunuz? Türkiye bir tarım ülkesi lakin tarım kanunu yok. Düşünülebiliyor musunuz tarım yapıyorsunuz lakin tarım sigortası yok.
14 kanun bizim vaktimizde maddeleşti. sonrasındasındaki devirde de eksik olan 1-2 kanun da Türkiye’de tarım hukuksal taraftan bir mevzuat noksanlığı olan bir alan olmaktan çıktı. Şu anda Türkiye’de tarımın mevzuat konusunda bir boşluk, eksik yok. Bir iki dokunuş gerekiyor. Biz yalnızca tarım değil Tarım ve Orman Bakanlığıyız. Su ile ilgili ünitelerimiz var. Bunların başında Türkiye’nin en beğenilen kurumlarından olan DSİ var. DSİ, ziraî alanda sular ve içme sular ile ilgili çalışmalar yapıyor. Türkiye’nin su zengini bir ülke olmadığını dikkate aldığımızda bu biçimdesine bir bakanlığın Su İdaresi Genel Müdürlüğümüz var. Bu çerçevede de su kanununun eksikliklerini görüyoruz.”
“Ormanlarımız bizim için vazgeçilmezdir”
“Yapılacak kanun kucaklayıcı, kesimliliği ortadan kaldıran bir kanun olsun ortasındayız. Öteki tarafınca ormanlar bakanlığın sorumluluk alanıdır. Ormanlarımız bizim için vazgeçilmezdir. Ormanla ilgili atılan adımlar hükümet olarak ormana ve yeşile bakışımızı ortaya koymuştur. Orman alanlarının artıran Avrupa’da birinci, dünyada altıncı olduk. Yaşanan orman yangınları ve acıyı yüreklerde hissettik lakin öbür tarafınca ormanın vazgeçilmez hayati bir bitkisel varlık olduğu görmüş olduk. bu türlü Tarım ve Orman Bakanlığı nazaranv alanı ortasında.”
Bakan Kirişçi, pandemi periyodundan bu yana Türkiye’de bir eserin bulunurluğu noktasında eksiklik yaşanmadığını belirterek şunları söylemiş oldu:
“Herkes anladı ki tarım stratejik bir sektör”
“Konuşma başında da tarımı tali bir kesim olarak nazarann, bir biçimde ithalat yolu ile tarım mamüllerine ikame edeceğini düşünenlerin yangılı ortasında olduğunu pandemi ve savaşta açık açık gördük. Gördük ki paranız olsa da bizim besin arz güvenliğini sağlamak için yetersizliğimiz ortaya çıktı. Bunu ülkemiz için değil dünya olarak söylüyorum. Dünya şaşkına döndü ve raflara hamle başladı. Devamında da Rusya-Ukrayna savaşı ile bu süreç pik yaptı. Herkes anladı ki tarım stratejik bir kesim. Tarım vazgeçilmez. Tarım kesiminde kesinlikle Tarım ve Orman Bakanlığı başata olmak üzere ülkeyi yönetenlerin bu bahse ehemmiyet vermesi gerekiyor. Bu hükümet bunu da gerçekleştirdi.”
“Şekerle ilgili algı operasyonlarının olduğunu görüyoruz”
“Pandemi periyodu ve savaşta hamd olsun bir eserinin bulunurluk noktasında eksiklik çekilmedi. Bütün temel eserler konusunda bu halledildi. Ortada bir gündeme gelenler oldu. Yeni bakan olduğumuzda bir anda ayçiçeği konusu gündeme geldi. Bu ayçiçeği yağı birkaç gün sürdü ve bahis kapandı. Şekerle ilgili bir biçimde algı operasyonlarının olduğunu görüyoruz. Bu hususta da bize yetecek kadar kendi eserlerimiz stoklarımızda ve kayıtlarımızdadır. Tarım bölümünün bu vazgeçilmeziliği ve stratejik ehemmiyetini söz ettikten daha sonra bu yeni devirde tarıma dahil de bir grup alınması gereken acil tedbirlerin yanı sıra Cumhuriyetimizin 2. yüzyılında yani 2023’ten daha sonra yeni bir ziraî siyasetlerle devam edeceğiz. Her alanda olduğu üzere bir ekip adımlar atacağız”
Yerli üretimi öne çıkararak üreticileri şad edeceklerini kaydeden Kirişçi şu biçimde devam etti:
“Üreticileri mutlu edeceğiz”
“İthal yol ile temin edilen mamüllerin ziraî alt yapısını kullanarak üreteceğiz. Dünyada her ülke belli eserleri ithal ve ihraç eder. Bizim buradaki altını çizdiğimiz konu stratejik eserlerdir. Burada ki eserler den kasıt, un, yağ, şekerdir. Bunlar ziraî temel eserler olarak hububat ve baklagiller, şeker pancarı olduğunu belirtmiş olayım. Hayvansal eser olarak bitkisel üretimle entegre olan hububat mamüllerini yem bölümünde kıymetlendiriyoruz. Hayvansal üretim tarafında da et, süt, yumurta diyoruz. Bu eserler bizim stratejik, vazgeçilmez eserlerdir. Öteki eserler meyve ve zerzevat konusunda Bursa birincilerde olan bir kenttir. Üretimlerine devam edecekler. Biz bu stratejik eserlere farklı kıymet vereceğiz.
Ziraî dayanaklar sahiden sayıca hayli ve kompleks durumda . Burada da sadeleştiremeye gideceğiz ve üreticileri şad edeceğiz. Yaklaşık 3 milyon hektar üzerinde işlenmeyen, boş bırakılan alanları 23 milyon hektar alana eklenmesi ile yüzde 15 artış sağlanmış olacak. Bizim üretim alanlarımızı boş bir tarla, boş bahçe, ahır, ağıl bunların hepsini ekilen yetiştirilen üretilen haline getireceğiz. Arazinin mülkiyet hakkını ve kullanım hakkını birbirinden ayıracağız. Mirastan dolayı çok parçalanma olabiliyor. Lakin ekilmeyen, işlenmeyen alanların işletilmesi konusunda bir düzenlemeye gideceğiz ve buraları boş bırakmayacağız ”
Besin güvenliği konusunda bir ulusal güvenlik sıkıntısı bakışında hareket edeceklerini belirten Bakan Kirişçi açıklamalarını şöyle noktaladı:
“Ekilmemiş bir karış toprak, bir fidan yer bırakmayacağız”
“Ekilmemiş bir karış toprak, bir fidan yer bırakmayacağız. Bir ahırın yahut kümesin boş kalmasına müsaade vermeyeceğiz. Bu tarlaların işlenmesi üretimde kullanılmasını temin edeceğiz. Prensip olarak, ekonomik olmayan ve işletmecisine gelir sağlamayan faaliyet sürdürülebilir değildir. Üreticinin ürettiği bitkisel ve hayvansal eserler noktasında onları memnun ve mutlu edecek uygulamayı hayata geçireceğiz. Mevzuatta yeteri kadar düzenlemeler mevcuttur.
Son olarak üreticilerimize buradan sesleniyorum. Bu ülkede o yok bu yok diyenlere kapak olsun. Bu ülkenin eli öpülesi üreticilerimiz yalnızca 85 milyonu doyurmakla kalmıyor, beraberinde bu ülkede sığınmak ismine bulunan 5 milyona, her yıl Türkiye’ye gelen 50 milyon turiste arta kalanını ihraç ederek üreticilerimiz uğraşlarını muvaffakiyet ile sürdürdüler. Bundan daha sonrada sürdürecekler.
Bu üreticilerimizin daha kuvvetli bir biçimde yanlarında yer alacağız. Son solarak üreticimize şunu söylüyoruz; ’sen üret, yeter’. Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere tüm hükümetimiz ve bakanlığımız üreticimizin yanındadır. Bu üreticilere hizmet etmek bizler için bir ibadet seviyesindedir. Bütün üreticilerimize teşekkür ediyorum”