Oyuncu Uğur Polat, “Pembe bulutlar falan çizmiyorum geleceğimizle ilgili, umutsuzum” dedi.
Cumhuriyet gazetesinden Emrah Kolukısa’ya konuşan Polat, “Hem 12 Eylül öncesini hayatış tıpkı vakitte 70‘li senelerdan beri oyunculukla haşır neşir biri olarak, nasıl buluyorsunuz bugün Türkiye‘nin geldiği yeri?” sorusuna, “Yani ben o denli pembe bulutlar falan çizmiyorum geleceğimizle ilgili. Gerçekçi bakıyorum, hiç umudum yok benim. Önümüzdeki seçimlerde falan da bir şeylerin değişeceğine pek inanmıyorum maalesef. Umutsuzum.” karşılığını verdi.
Polat şunları kaydetti:
-Sevilen dizilerden “Yargı”da da değerli bir rol üstleniyorsunuz. Dizinin sevilmesinde güya insanların yargıyla, adaletle, bu sistemle olan kaygılarının de tesiri var, değil mi?
Katiyen… Varmış yani. Natürel ki bu bir kurgu, birebir gerçeklik değil, belgesel çekmiyoruz lakin “Yargı”dan daha sonra emsal temaları işleyen, hukuk, adalet, yargıyla ilgili bir sürü öteki dizi de başladı. Olağan “Yargı” uyarlamam biz dizi değil öbürleri üzere, Sema Ergenekon’un büsbütün yazdığı, özgün bir iş, onun da hayli tesiri var.
-Ankara sizin hayatınızda değerli yer tutuyor natürel değil mi?
Çok değerli. Ben 12 Eylül’den daha sonra taşındım İstanbul’a. İlkokul, ortaokul, lise daima Ankara’da geçti. Lisede aslına bakarsanız başladı bütün olgunlaşmak, dik duruş, dünya görüşü, saf seçme, tiyatroya ilgi… daha sonra Ankara Sanat Tiyatrosu… AST’nin o senelerda bir tiyatro okulu vardı, kursiyer olarak katılıyorduk. Orada işte Rutkay Bey’in yakın arkadaşları gelip ders veriyordu orada. bu biçimde işler de güzel gidiyordu AST’de… “Sakıncalı Piyade” vakit içinderı, yani hayli düzgün para kazandığı periyotlar. Bir dönem şimdi orada hem kursiyerlik yaptım ben hem teşrifatçılık yaptım hem yerleri sildim… Dekor boyadık, dekor taşıdık, işin mutfağından geldim. O yüzden Ankara benim için epeyce eğitici oldu. Yani ne kadar eğildiysem, büküldüysem Ankara yardımıyla oldu.
Cumhuriyet gazetesinden Emrah Kolukısa’ya konuşan Polat, “Hem 12 Eylül öncesini hayatış tıpkı vakitte 70‘li senelerdan beri oyunculukla haşır neşir biri olarak, nasıl buluyorsunuz bugün Türkiye‘nin geldiği yeri?” sorusuna, “Yani ben o denli pembe bulutlar falan çizmiyorum geleceğimizle ilgili. Gerçekçi bakıyorum, hiç umudum yok benim. Önümüzdeki seçimlerde falan da bir şeylerin değişeceğine pek inanmıyorum maalesef. Umutsuzum.” karşılığını verdi.
Polat şunları kaydetti:
-Sevilen dizilerden “Yargı”da da değerli bir rol üstleniyorsunuz. Dizinin sevilmesinde güya insanların yargıyla, adaletle, bu sistemle olan kaygılarının de tesiri var, değil mi?
Katiyen… Varmış yani. Natürel ki bu bir kurgu, birebir gerçeklik değil, belgesel çekmiyoruz lakin “Yargı”dan daha sonra emsal temaları işleyen, hukuk, adalet, yargıyla ilgili bir sürü öteki dizi de başladı. Olağan “Yargı” uyarlamam biz dizi değil öbürleri üzere, Sema Ergenekon’un büsbütün yazdığı, özgün bir iş, onun da hayli tesiri var.
-Ankara sizin hayatınızda değerli yer tutuyor natürel değil mi?
Çok değerli. Ben 12 Eylül’den daha sonra taşındım İstanbul’a. İlkokul, ortaokul, lise daima Ankara’da geçti. Lisede aslına bakarsanız başladı bütün olgunlaşmak, dik duruş, dünya görüşü, saf seçme, tiyatroya ilgi… daha sonra Ankara Sanat Tiyatrosu… AST’nin o senelerda bir tiyatro okulu vardı, kursiyer olarak katılıyorduk. Orada işte Rutkay Bey’in yakın arkadaşları gelip ders veriyordu orada. bu biçimde işler de güzel gidiyordu AST’de… “Sakıncalı Piyade” vakit içinderı, yani hayli düzgün para kazandığı periyotlar. Bir dönem şimdi orada hem kursiyerlik yaptım ben hem teşrifatçılık yaptım hem yerleri sildim… Dekor boyadık, dekor taşıdık, işin mutfağından geldim. O yüzden Ankara benim için epeyce eğitici oldu. Yani ne kadar eğildiysem, büküldüysem Ankara yardımıyla oldu.