Hukuk kaç bin 2024 ?

Ceren

New member
Hukuk Kaç Bin 2024? Bir Forum Perspektifi

Selam dostlar,

Bugün forumda hepimizin kafasını kurcalayan bir konuyu açmak istedim: “Hukuk kaç bin 2024?”. Özellikle üniversite tercihlerinde gündeme gelen bu soru, aslında yalnızca rakamlardan ibaret değil. Arka planda eğitim politikaları, toplumun adalet algısı, mesleklerin prestiji ve gelecek beklentileri var. Gelin bu soruya tarihsel, güncel ve gelecekçi bir pencereden birlikte bakalım.

---

Tarihsel Köken: Hukuk Fakültelerinin Yeri

Türkiye’de hukuk eğitiminin kökleri Osmanlı dönemine kadar uzanır. 1874’te açılan Mekteb-i Hukuk, modern hukuk eğitiminin temellerini atmıştır. Cumhuriyet döneminde ise Ankara ve İstanbul başta olmak üzere büyük üniversitelerde hukuk fakülteleri, adalet mekanizmasının kalifiye insan gücünü yetiştiren merkezler olmuştur.

- 1950’lerde sadece birkaç fakülte varken,

- 1980’lerde sayı 10’u buldu,

- 2000’lerden sonra ise vakıf üniversitelerinin devreye girmesiyle fakülte sayısı hızla arttı.

Bu artış, hukuk mesleğinin toplumdaki önemini yansıtsa da aynı zamanda kontenjanların şişmesine ve mezun sayısının hızla çoğalmasına neden oldu.

---

2024’te Hukuk Kaç Bin? Güncel Durum

Gelelim asıl meseleye. 2024 YKS verilerine bakıldığında hukuk fakültelerinin başarı sıralaması hâlâ oldukça yüksek. En iyi üniversiteler için ilk 5-10 bin, orta sıralardaki fakülteler için ise 20-30 bin aralığı, daha alt fakülteler içinse 40 binlere kadar uzanan sıralamalar söz konusu.

Bu durum bize şunu gösteriyor: Hukuk hâlâ en çok talep gören bölümlerden biri. Çünkü:

1. Meslek garantisi algısı hâlâ güçlü.

2. Toplumda avukatlık, hakimlik ve savcılık gibi meslekler yüksek prestij taşıyor.

3. “Adalet” gibi insanlığın temel ihtiyacına dokunan bir alan olması, öğrencilerin ilgisini canlı tutuyor.

Fakat aynı zamanda artan kontenjanlar ve fakülte sayıları, iş bulma süreçlerinde zorlukları da beraberinde getiriyor.

---

Erkeklerin Stratejik ve Sonuç Odaklı Bakışı

Forumlarda sıkça gördüğümüz üzere erkek üyeler konuyu daha stratejik bir açıdan değerlendiriyor. Onlara göre:

- Hukuk, gelecekteki iş garantisi ve ekonomik getirisi açısından değerlendirilmesi gereken bir bölüm.

- Başarı sıralaması yalnızca bir giriş noktası; asıl mesele mezun olduktan sonra hangi pozisyonlara erişileceği.

- Stratejik olarak düşünüldüğünde hukuk eğitimi, siyasetten bürokrasiye kadar geniş bir kariyer yelpazesi sunuyor.

Bu yaklaşımda rakamlar, sıralamalar ve sonuç odaklı hesaplar ön planda. Yani “kaç binle girilir?” sorusuna verilen cevap, daha çok “kaç binle girersen hangi fırsatları elde edersin?” çerçevesinde anlam kazanıyor.

---

Kadınların Empati ve Topluluk Odaklı Yaklaşımı

Kadın üyeler ise meseleyi çoğu zaman toplumsal etkiler üzerinden yorumluyor. Hukuk fakültelerinin sıralamasından çok, bu mesleğin adalet duygusunu güçlendirme rolü üzerinde duruyorlar.

- Hukuk, yalnızca bir meslek değil; aynı zamanda toplumun vicdanıdır.

- Kadınların empati yönü güçlü olduğu için, avukatlığın veya hâkimliğin insan hayatına dokunan tarafını daha çok öne çıkarıyorlar.

- “Kaç binle girilir?” sorusundan çok, “bu bölüm toplum için ne ifade ediyor?” sorusunu soruyorlar.

Bu perspektif, sayısal analizleri tamamlayan insani ve sosyal bir boyut kazandırıyor.

---

Hukuk Eğitiminin Günümüzdeki Etkileri

Bugün hukuk fakültelerinin toplum üzerindeki etkilerini üç ana başlıkta toplayabiliriz:

1. Adalet Mekanizmasının Güçlenmesi: Yeterli sayıda nitelikli hukukçu, adaletin daha hızlı ve şeffaf işlemesine katkı sağlar.

2. Toplumsal Güven: Hukuka güven, insanların sisteme olan bağlılığını artırır. Bu, sosyal barışın temel taşlarından biridir.

3. Ekonomik Etkiler: Avukatlık ve danışmanlık sektörleri, ekonomik olarak önemli bir gelir alanı oluşturur.

Ancak kontenjanların artması, mezun fazlalığı ve işsizlik riskleri, bu olumlu etkilerin yanında ciddi sorunlara da işaret ediyor.

---

Geleceğe Yönelik Olası Sonuçlar

2024 ve sonrası için hukuk fakültelerinin durumu üzerine yapılan öngörüler şunları işaret ediyor:

- Rekabet daha da artacak. Binlerce mezun arasından öne çıkmak için dil bilgisi, uluslararası hukuk bilgisi ve teknolojik okuryazarlık gibi ek beceriler kritik olacak.

- Dijitalleşme etkisi: Yapay zekâ ve hukuk teknolojileri, avukatlığın klasik rollerini dönüştürecek. Bu da hukuk mezunlarından daha yenilikçi bir yaklaşım talep edecek.

- Toplumsal beklentiler: İnsanlar daha adil, daha hızlı ve daha erişilebilir bir hukuk sistemi isteyecek. Hukukçular bu beklentiye cevap vermek zorunda kalacak.

---

Tartışmaya Açık Sorular

Forumda konuşmayı canlandırmak için birkaç soru bırakmak isterim:

1. Sizce hukuk hâlâ en prestijli bölümlerden biri mi, yoksa kontenjan artışı bu algıyı zayıflattı mı?

2. Erkeklerin stratejik yaklaşımı mı yoksa kadınların empatik bakışı mı hukuk mesleğini daha iyi tanımlıyor?

3. Dijitalleşme, özellikle yapay zekâ, gelecekte hukukçuların rolünü nasıl değiştirecek?

4. Hukukun toplumdaki merkezi rolü, başarı sıralamalarından daha mı önemli?

---

Sonuç

“Hukuk kaç bin 2024?” sorusu yalnızca bir sıralama sorusu değil; geçmişiyle, bugünüyle ve geleceğiyle derinlemesine tartışılması gereken bir konu. Erkeklerin sonuç odaklı analitik yaklaşımı, kadınların ise empati ve topluluk odaklı bakış açısı bu tartışmayı zenginleştiriyor.

Hukuk fakülteleri, yalnızca bireylerin kariyer planı değil; aynı zamanda toplumun adalet anlayışının merkezinde yer alıyor. Bu yüzden konuya hem rakamların soğuk yüzünden hem de toplumsal vicdanın sıcak bakışından bakmak gerekiyor.

Peki sizce, 2024’te hukuk sıralamaları gençlerin hayallerini mi belirleyecek yoksa toplumun adalet arayışı mı daha baskın olacak?
 
Üst