HMK ne işe yarar ?

Selin

New member
HMK Ne İşe Yarar? Mizahi Bir Bakış

Arkadaşlar, foruma şöyle bir neşe getireyim dedim çünkü “HMK” deyince çoğumuzun kafasında belki de şöyle bir sahne canlanıyor: Devasa bir dosya yığını, siyah cüppeli insanlar ve kafası dumanlı, “bu işin içinden nasıl çıkacağız?” diye düşünen zavallı vatandaş. Ama gelin, HMK’yı (Hukuk Muhakemeleri Kanunu) biraz tebessümle, biraz kahkahayla ele alalım. Zira hayat zaten yeterince ciddi, kanunları konuşurken bile bir tutam mizaha hakkımız var.

HMK: Kanunların Trafik Polisi

Düşünün, hayat bir otoban ve araçlar da bizim davalarımız. Kimisi hızla gidiyor (boşanma davaları mesela), kimisi kamyon gibi ağır ağır ilerliyor (miras davaları kesinlikle). İşte HMK, bu yolun trafik polisi. “Sen şerit ihlali yapma, sen sıranı bekle, sen yanlış dilekçe yazdın, kenara çek” diye düzeni sağlıyor.

Bir bakıma HMK olmasa, dava süreçleri “pazarda sıraya kaynak yapan teyze” kaosuna dönerdi. Hepimiz biliriz o teyzeyi: “Ben zaten azıcık alacağım” der ama bir bakmışsınız yarım saat geçmiş. İşte HMK, o teyzeye usulca “hanımefendi sıraya uyalım” diyen görevli gibi.

Erkeklerin Çözüm Odaklı Yaklaşımı

Şimdi gelelim erkek bakış açısına… Erkek forumdaşlarımız olaya genelde şöyle bakıyor: “Kardeşim, HMK olmasa davalar karmakarışık olur. Dilekçe, süre, delil… Hepsi belli. Çözüm odaklı bir sistem bu.”

Bir erkek için HMK, adeta bir “kullanım kılavuzu”. Tıpkı yeni bir teknolojik alet alındığında önce bütün kabloları denemek yerine kitabını açan o nadir kişilikler gibi. Onlara göre HMK, davanın işletim sistemi. Windows çökerse nasıl bilgisayar kilitlenirse, HMK’sız bir dava da “kendi kendine kilitlenen” bir saçmalığa dönüşür.

Kadınların Empatik ve İlişki Odaklı Yaklaşımı

Kadın forumdaşlarımız ise olaya şöyle bir yerden bakıyor: “Tamam HMK düzeni sağlıyor ama bu işin insani yanı ne olacak?” Çünkü onlar için dava süreci sadece dilekçe ve delillerden ibaret değil, aynı zamanda insanların yaşadığı stres, duygular ve ilişkiler de var.

Bir kadın, HMK’yı adeta “mahkemenin danışmanı” gibi görür. Yani sistemin herkese eşit davranmasını, tarafların sesini duyurmasını ve kimsenin ezilmemesini ister. Onların gözünde HMK, adalet salonunda bir bardak su uzatıp “sakin ol, sıran gelecek” diyen bir arkadaş gibidir.

HMK’nın Gizli Yetenekleri

HMK yalnızca “usul kanunu” değil, aynı zamanda bir sabır testi. Düşünün: süreleri kaçırmamanız lazım, dilekçeyi yanlış yazarsanız baştan alıyorsunuz, delili zamanında sunmazsanız eliniz yanıyor. Bir tür Survivor parkuru gibi yani. Tek farkı, burada sizi açlığa değil, fotokopi sırasına maruz bırakıyorlar.

Bir de HMK’nın “görünmez ama hissedilir” bir özelliği var: insanı düzenli olmaya zorluyor. Sabah işe gitmeden önce çorapların eşini aramak gibi düşünün. HMK da aynı: “Delilleri şimdi koymazsan sonra uğraşırsın” diyor. Yani aslında hayata düzen katıyor, ama biraz sert bir öğretmen edasıyla.

HMK ve Günlük Hayat

İşin komiği, HMK kurallarını aslında günlük hayata uyarlayabiliriz:

* **Dilekçe:** Annene bir şey isteyeceksen düzgün yaz, eksik bilgi verme.

* **Süreler:** Patron “yarına rapor lazım” diyorsa, HMK mantığıyla o süre kutsaldır, kaçırırsan yandın.

* **Delil:** Arkadaşına “ben sana demiştim” diyeceksen, ekran görüntüsü yoksa HMK’ya göre sözün boş.

Kısacası, farkında olmasak da hepimiz gündelik hayatımızda küçük küçük HMK kuralları yaşıyoruz.

HMK’nın Mizahi Yüzü

Bir de işin esprili tarafı var. Düşünün, HMK konuşan bir karakter olsaydı muhtemelen şöyle derdi:

* “O dilekçeyi mi yazdın? Çocuk çizimi gibi olmuş, git bir daha yaz!”

* “Delili getirmeyi unuttun mu? Peki, hayırlı olsun, dava çöpe gitti!”

* “Süreyi kaçırdın mı? Geçmiş olsun, hayat fırsatları gibi bu da bir daha gelmez.”

Yani HMK, biraz da “sert ama adil” bir hakem gibi. Kuralı var, esnemiyor ama en azından baştan neye uğrayacağınızı biliyorsunuz.

Forumdaşlara Sorular

Şimdi işin eğlenceli kısmına gelelim. Sizce HMK bir insan olsaydı hangi karakter olurdu? Disiplinli bir beden eğitimi öğretmeni mi, yoksa “çizgiyi aşmayın” diyen bir futbol hakemi mi?

Bir de merak ediyorum: Siz günlük hayatınızda “keşke burada da HMK olsaydı” dediğiniz anlar yaşıyor musunuz? Mesela market kasasında sıra beklerken, ya da trafikte “kardeşim delil sun, niye kırmızıda geçtin?” demek istemiyor musunuz?

Forumdaşlar, gelin hep birlikte bu ciddi kanuna biraz kahkaha katalım. Belki de HMK’nın asıl görevi, bize sadece adalet değil, aynı zamanda sabır ve mizah duygusu da öğretmektir. Siz ne dersiniz?
 
Üst