“İnternette dolaşırken yeni hedefim, köpeklere ve kedilere verilen insan adlarına başkaldırmak gibi görünüyor. Ne yapabiliriz? Buna gülelim mi? Bunu gerçekten ne düşündüğümü söylemek için bir fırsat olarak değerlendirelim. Köpekleri ve kedileri severim. , Evimde her zaman sokaktan kurtarılan, adı Spock olan topal bir köpek ve insan benzeri isimlere sahip üç kedim oldu ve hala yaşıyorum: Donald (çünkü o, Trump gibi bir tutamla kırmızıdır), Oliver, Colette “. Aile, doğum oranı ve fırsat eşitliğinden sorumlu bakan Eugenia Roccella, İtalya’nın Kardeşleri’nin gençlik festivali Fenix’te dünkü sözlerinden sonra bunu Facebook’ta yazıyor.
“Ancak, geçen gün parkta aniden ‘Eugenio!’ Ve bu, insanlarda arkadaşlığa, şefkate, aile sıcaklığına büyük bir ihtiyaç olduğudur.Giderek atomize olan bir toplumda, yalnızlığın arttığı bir dünyada, Papa Francis’in gözlemlediği gibi, bu ihtiyaç genellikle yalnızca bu küçük hayvanlara yöneliktir. benden önce ve benden çok daha otoriter bir şekilde”, diye altını çiziyor bakan.
“Beni asıl etkileyen, onlara karşı ilk hissettiğim sevgi değil. Son derece insani bulduğum ihtiyaç değil. Köpeklerin ve kedilerin casa’dan etkilendiği bir toplum isterken, tam da bu ayrıcalık.” ama daha canlı ve insanların yaşadığı evlerde.Ne pahasına olursa olsun her şeyi yanlış anlama arzusu uyandırmasaydı anlamak zor olmazdı.Ve şimdi sıradaki sömürüye geçelim; zaten hayal edebiliyorum” diye bitiriyor.
“Ancak, geçen gün parkta aniden ‘Eugenio!’ Ve bu, insanlarda arkadaşlığa, şefkate, aile sıcaklığına büyük bir ihtiyaç olduğudur.Giderek atomize olan bir toplumda, yalnızlığın arttığı bir dünyada, Papa Francis’in gözlemlediği gibi, bu ihtiyaç genellikle yalnızca bu küçük hayvanlara yöneliktir. benden önce ve benden çok daha otoriter bir şekilde”, diye altını çiziyor bakan.
“Beni asıl etkileyen, onlara karşı ilk hissettiğim sevgi değil. Son derece insani bulduğum ihtiyaç değil. Köpeklerin ve kedilerin casa’dan etkilendiği bir toplum isterken, tam da bu ayrıcalık.” ama daha canlı ve insanların yaşadığı evlerde.Ne pahasına olursa olsun her şeyi yanlış anlama arzusu uyandırmasaydı anlamak zor olmazdı.Ve şimdi sıradaki sömürüye geçelim; zaten hayal edebiliyorum” diye bitiriyor.