Eski Yüksek Seçim Konseyi (YSK) Lideri Sadi Güven, İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu’nun 31 Mart 2019 seçimlerinin iptal edilmesinin akabinde YSK üyelerine hakaret ettiği nedeni öne sürülerek yargılanması hakkında konuştu.
O devir YSK Başkanlığı tarafınca İmamoğlu’nun kelamlarına ait verilen dilekçe hakkında konuşan İtimat, “Sadece o kelamlar üzerine, Konseye karşı yapıldığını düşünerek bu biçimde bir ihbarda bulunduk. Bizimki yalnızca kamu kurumunda çalışan hâkim ve savcılara yapılan kelamlı bir hakaret niçiniyle bir ihbardı hepsi bu. Nedir, ne değildir, kabahat oluşturur mu oluşturmaz mı, oluşturursa ne olur? O yargının konusu” dedi.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede o periyot Yüksek Seçim Kurulu’nda çalışan Emekli YSK Lideri Sadi Güven’in de ortalarında olduğu 11 kişinin mağdur olduğu belirtiliyor. YSK Başkanlığı tarafınca yapılan kabahat duyurusu dilekçesinde İmamoğlu’nun 31 Mart 2019 tarihinde yapılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçimi’nin 6 Mayıs 2019 tarihinde iptal edildiği kaydediliyor. Yenilenen seçimde İBB Lideri olarak İmamoğlu’nun bir daha seçildiği ve 4 Kasım 2019 günü yaptığı basın açıklamasında YSK üyelerine hakaret ettiği öne sürülüyor.
Söz konusu dilekçeyi YSK başkanlığı ismine veren Sadi İnanç, Sözcü muharriri Hürmet Öztürk’e konuştu.
“Hamdolsun ben kul hakkına inanan birisiyim. Seçimde olağan maddi kul hakkının epey ötesinde insanların kendi geleceklerini belirledikleri bir şey olduğu için daha titiz davrandık. Biz Şura olarak çalışıyoruz. Bu açıklamanın Konseye karşı yapıldığı düşünülerek mevzu gündeme geldi, heyet lideri olarak benim savcılığa bilgi vermem konusu da gündeme geldi ve o biçimde karar alındı.
Başkan olarak da ben ilettim. Gerisini takdir edecek yargıdır. O bizim işimiz değil. Yalnızca o kelamlar üzerine, Şuraya karşı yapıldığını düşünerek bu biçimde bir ihbarda bulunduk. Bizimki yalnızca kamu kurumunda çalışan hâkim ve savcılara yapılan kelamlı bir hakaret niçiniyle bir ihbardı hepsi bu. Nedir, ne değildir, kabahat oluşturur mu oluşturmaz mı, oluşturursa ne olur? O yargının konusu.
Bizim sözümüzün alınmasına gerek yok. Bizim nazaranvimiz onu duyurmaktı, duyurduk. Biz konsey olarak yalnızca ihbarda bulunduk. Şikâyete bağlı bir hata değil bu. Şikayetçi olsa da olmasa da kamunun resen takip etmesi gereken konulardan biridir. Şikâyete bağlı olsaydı aslına bakarsanız çağırılardı, tabir verilirdi ya da avukatlar sarfiyat tabir verirdi. Resen soruşturulacağı için tabir almalarını gerektirmez. Sizi takip ediyorum yoksa seçimle ilgili hiç kimselerle konuşmadım, konuşmuyorum. Benim işim değil. Uzmanlar tartışsın.”
Yazının tamamını okumak için
İmamoğlu’na 4 yıla kadar mahpus talebi
O devir YSK Başkanlığı tarafınca İmamoğlu’nun kelamlarına ait verilen dilekçe hakkında konuşan İtimat, “Sadece o kelamlar üzerine, Konseye karşı yapıldığını düşünerek bu biçimde bir ihbarda bulunduk. Bizimki yalnızca kamu kurumunda çalışan hâkim ve savcılara yapılan kelamlı bir hakaret niçiniyle bir ihbardı hepsi bu. Nedir, ne değildir, kabahat oluşturur mu oluşturmaz mı, oluşturursa ne olur? O yargının konusu” dedi.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede o periyot Yüksek Seçim Kurulu’nda çalışan Emekli YSK Lideri Sadi Güven’in de ortalarında olduğu 11 kişinin mağdur olduğu belirtiliyor. YSK Başkanlığı tarafınca yapılan kabahat duyurusu dilekçesinde İmamoğlu’nun 31 Mart 2019 tarihinde yapılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçimi’nin 6 Mayıs 2019 tarihinde iptal edildiği kaydediliyor. Yenilenen seçimde İBB Lideri olarak İmamoğlu’nun bir daha seçildiği ve 4 Kasım 2019 günü yaptığı basın açıklamasında YSK üyelerine hakaret ettiği öne sürülüyor.
Söz konusu dilekçeyi YSK başkanlığı ismine veren Sadi İnanç, Sözcü muharriri Hürmet Öztürk’e konuştu.
“Hamdolsun ben kul hakkına inanan birisiyim. Seçimde olağan maddi kul hakkının epey ötesinde insanların kendi geleceklerini belirledikleri bir şey olduğu için daha titiz davrandık. Biz Şura olarak çalışıyoruz. Bu açıklamanın Konseye karşı yapıldığı düşünülerek mevzu gündeme geldi, heyet lideri olarak benim savcılığa bilgi vermem konusu da gündeme geldi ve o biçimde karar alındı.
Başkan olarak da ben ilettim. Gerisini takdir edecek yargıdır. O bizim işimiz değil. Yalnızca o kelamlar üzerine, Şuraya karşı yapıldığını düşünerek bu biçimde bir ihbarda bulunduk. Bizimki yalnızca kamu kurumunda çalışan hâkim ve savcılara yapılan kelamlı bir hakaret niçiniyle bir ihbardı hepsi bu. Nedir, ne değildir, kabahat oluşturur mu oluşturmaz mı, oluşturursa ne olur? O yargının konusu.
Bizim sözümüzün alınmasına gerek yok. Bizim nazaranvimiz onu duyurmaktı, duyurduk. Biz konsey olarak yalnızca ihbarda bulunduk. Şikâyete bağlı bir hata değil bu. Şikayetçi olsa da olmasa da kamunun resen takip etmesi gereken konulardan biridir. Şikâyete bağlı olsaydı aslına bakarsanız çağırılardı, tabir verilirdi ya da avukatlar sarfiyat tabir verirdi. Resen soruşturulacağı için tabir almalarını gerektirmez. Sizi takip ediyorum yoksa seçimle ilgili hiç kimselerle konuşmadım, konuşmuyorum. Benim işim değil. Uzmanlar tartışsın.”
Yazının tamamını okumak için
İmamoğlu’na 4 yıla kadar mahpus talebi