Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Saray’ında sanatkarlarla iftar programında konuştu. İftar programına Orhan Gencebay, Bülent Ersoy, Hülya Avşar, Hakan Ural, Hülya Koçyiğit, Demet Akalın ve eşi Okan Kurt üzere isimler katıldı.
Erdoğan’ın açıklamaları şu biçimde:
“Gelişme yolunda ilerleyen toplumları birbirinden ayıran özgün halini en bariz biçimde ortaya koyan fark mimariden müziğe geniş bir yelpazeye yayılan kültür sanat eserleridir. ötürüsıyla kültür insanları ve sanatkarlar toplumların kendi renklerini oluşturabilmeleri ve bunun da ötesinde bunu tüm dünyaya yansıtabilmelerini sağlayan medeniyet lokomotifleridir.
Sanatkarlarımız icra ettikleri sanat kısmının ötesinde kıymetli bir sorumluluğun sahibidirler. zati sanatçı toplumun aynasıdır. Toplumun birikimi, zevki, kederi, hayali sanatkarını biçimlendirir, yönlendirir. Türkiye bir devrine damga vuran geçmişiyle bağlarını tümüyle kopartma anlayışının en büyük bedellerinden birini kültür ve sanat alanında ödemiştir. Közün üzerine ne kadar toprak atarsanız atın maya sağlamsa içten içe yanmayı sürdürür. Milletimiz de sanatına, sanatkarına, kültür mamüllerine sahip çıkarak bu yıkıcı ve kurak periyodu aşmasını bilmiştir.
Biz de verdiğimiz takviyelerle ebediyen sanatkarlarımızın yanında yer aldık, yer almayı sürdüreceğiz. Korsanla gayretten telife, tiyatrodan sinemaya kadar verdiğimiz takviyelerle sanatkarlarımızın emeğine sahip çıkıyoruz. Ankara’da Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nı yeni binasını, İstanbul’da Atatürk Kültür Merkezi’ni hizmete açarak ülkemize dünya çapında sanat merkezlerini kazandırdık. Büyük ve kuvvetli Türkiye’nin inşasında en ömrü nazaranvlerden biri artık sanatkarlarımıza düşüyor. Kültür ve sanatla taçlandırılmamış bir kalkınma atılımı yalnızca taştan, demirden, metalden ibaret kalır. halbuki biz kur kuruya bir kalkınma atağı değil uygara ihyası peşindeyiz.”
Erdoğan’ın açıklamaları şu biçimde:
“Gelişme yolunda ilerleyen toplumları birbirinden ayıran özgün halini en bariz biçimde ortaya koyan fark mimariden müziğe geniş bir yelpazeye yayılan kültür sanat eserleridir. ötürüsıyla kültür insanları ve sanatkarlar toplumların kendi renklerini oluşturabilmeleri ve bunun da ötesinde bunu tüm dünyaya yansıtabilmelerini sağlayan medeniyet lokomotifleridir.
Sanatkarlarımız icra ettikleri sanat kısmının ötesinde kıymetli bir sorumluluğun sahibidirler. zati sanatçı toplumun aynasıdır. Toplumun birikimi, zevki, kederi, hayali sanatkarını biçimlendirir, yönlendirir. Türkiye bir devrine damga vuran geçmişiyle bağlarını tümüyle kopartma anlayışının en büyük bedellerinden birini kültür ve sanat alanında ödemiştir. Közün üzerine ne kadar toprak atarsanız atın maya sağlamsa içten içe yanmayı sürdürür. Milletimiz de sanatına, sanatkarına, kültür mamüllerine sahip çıkarak bu yıkıcı ve kurak periyodu aşmasını bilmiştir.
Biz de verdiğimiz takviyelerle ebediyen sanatkarlarımızın yanında yer aldık, yer almayı sürdüreceğiz. Korsanla gayretten telife, tiyatrodan sinemaya kadar verdiğimiz takviyelerle sanatkarlarımızın emeğine sahip çıkıyoruz. Ankara’da Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nı yeni binasını, İstanbul’da Atatürk Kültür Merkezi’ni hizmete açarak ülkemize dünya çapında sanat merkezlerini kazandırdık. Büyük ve kuvvetli Türkiye’nin inşasında en ömrü nazaranvlerden biri artık sanatkarlarımıza düşüyor. Kültür ve sanatla taçlandırılmamış bir kalkınma atılımı yalnızca taştan, demirden, metalden ibaret kalır. halbuki biz kur kuruya bir kalkınma atağı değil uygara ihyası peşindeyiz.”