Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan, “Cübbeli Ahmet” diye bilinen Ahmet Mahmut Ünlü‘nün kendisine hakaret eden herkese dava açtığını ve adliyelerde binlerce kişinin kuşkulu ya da sanık olarak yoğunluk oluşturduğunu yazdı. Pehlivan, Meşhur’un yurttaşlara açtığı hakaret davalarıyla milyonları bulan bir çıkar elde ettiğine dikkati çekti. Ünlü ise kelam konusu argümanları reddetti, “Para da kazandığımız yok, bunu çekindirmek için yaptık” dedi.
Pehlivan bugünkü yazısında, diye yazdı.
“Para da kazandığımız yok, bunu çekindirmek için yaptık”
Pehlivan’ın aradığı Cübbeli Ahmet, davalar yoluyla gelir elde edip etmediği sorusuna şöyleki karşılık verdi:
“Davalardan haberim var. Bana söven kadar kimseye söven yok. Irz, ana, avrat, vefata, geçmişime… bu biçimde bir hürriyetin olmaması lazım. Para da kazandığımız yok. Birden fazla evraklardan 2 bin 500 lira… O denli 100-150 bin liralık açtığımız ve kazandığımız yok. Avukatlar ne alıyor, onu bilmiyorum natürel… Bize kimi bu biçimde gönderdikleri oluyor. Bunu çekindirmek için yaptık… Zira biri örneğin ‘şarlatan’ diyordu, artık diyemiyor. Adam, ‘hemen dava açıyorlar, ağzıma geldi ancak demeyeyim’ diyor artık. Benim istediğim buydu. Diğer bir dermanı de yoktu. Şu anda binlerce, hatta on binlerce hakaret var ki ne cumhurbaşkanına bu kadar var ne de bir bakana…”
“Bunda bir para gayem yok”
“Başka bir deva bulamadım. yıllardir yedim yuttum lakin bunda bir para niyetim yok. Zira toplanan ve bana intikal eden para 20 bin lira, 50 bin lira değil. Ben bu biçimde katrilyonluk olmuştum. O denli bir para görmedim yani. olağan olarak şu ana kadar reddedilen de kaybedilen de kazanılan da var. Natürel ki avukatlar da para alıyorlardır. Ne kazanıyorlar ve bana ne veriyorlar, bir mukavelesi vardır. En nihayetinde o mukaveleyi ortaya çıkarın, benim zımnî kapalı bir işim yok.”
Yazının tamamını okumak için .
Pehlivan bugünkü yazısında, diye yazdı.
“Para da kazandığımız yok, bunu çekindirmek için yaptık”
Pehlivan’ın aradığı Cübbeli Ahmet, davalar yoluyla gelir elde edip etmediği sorusuna şöyleki karşılık verdi:
“Davalardan haberim var. Bana söven kadar kimseye söven yok. Irz, ana, avrat, vefata, geçmişime… bu biçimde bir hürriyetin olmaması lazım. Para da kazandığımız yok. Birden fazla evraklardan 2 bin 500 lira… O denli 100-150 bin liralık açtığımız ve kazandığımız yok. Avukatlar ne alıyor, onu bilmiyorum natürel… Bize kimi bu biçimde gönderdikleri oluyor. Bunu çekindirmek için yaptık… Zira biri örneğin ‘şarlatan’ diyordu, artık diyemiyor. Adam, ‘hemen dava açıyorlar, ağzıma geldi ancak demeyeyim’ diyor artık. Benim istediğim buydu. Diğer bir dermanı de yoktu. Şu anda binlerce, hatta on binlerce hakaret var ki ne cumhurbaşkanına bu kadar var ne de bir bakana…”
“Bunda bir para gayem yok”
“Başka bir deva bulamadım. yıllardir yedim yuttum lakin bunda bir para niyetim yok. Zira toplanan ve bana intikal eden para 20 bin lira, 50 bin lira değil. Ben bu biçimde katrilyonluk olmuştum. O denli bir para görmedim yani. olağan olarak şu ana kadar reddedilen de kaybedilen de kazanılan da var. Natürel ki avukatlar da para alıyorlardır. Ne kazanıyorlar ve bana ne veriyorlar, bir mukavelesi vardır. En nihayetinde o mukaveleyi ortaya çıkarın, benim zımnî kapalı bir işim yok.”
Yazının tamamını okumak için .