Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Lideri Selçuk Kozağaçlı, dernek üyeleri avukatlar Barkın Timtik ve Oya Arslan’ın tutuklu yargılandıkları dava sürüyor.
Independent Türkçe’den Can Bursalı’nın haberine bakılırsa; dava, 2022 başındaki duruşmada karar evresine geldi fakat belgeye son anda giren “Hollanda/Belçika belgeleri” denilen dijitaller, sürecin uzamasına niye oldu. Hollanda/Belçika evrakları ismi verilen ve DHKP-C’nin yazışmaları olduğu öne sürülen dokümanlar, ÇHD davasında kanıt olarak yer alıyor. Lakin bu kanıtlar, şimdiye kadar sanıklar tarafınca hiç görülemedi.
Mahkeme dokümanları istedi
5 Ocak’taki duruşmada, karar kademesine gelen davada, tutuklu avukatlar Hollanda/Belçika evraklarının belgeye getirilmesini talep etti.
Yargılamanın yapıldığı İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nin lideri Ali İhsan Horasan ve heyet üyeleri bu talebi kabul etti ve Emniyet Genel Müdürlüğü’ne yazı yazdı.
2007’den beri bulunamayan evraklar belgeye girdi
Bir daha sonraki duruşmada Emniyet Genel Müdürlüğü, Hollanda/Belçika dokümanları denilen dijitalleri mahkemeye gönderdi.
Lakin dijitallerde, periyodun Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Lideri Ramazan Akyürek’in imzası bulunuyordu.
“FETÖ” yöneticiliği cürmünden karar giyen Akyürek, ayrıyeten gazeteci Hrant Dink’in katledilmesiyle ilgili davada resmi evrakta sahtecilik hatasından 7 yıl 6 ay, resmi belgeyi yok etmek cürmünden 5 yıl 7 ay 15 gün mahpus cezasına çarptırılmıştı.
Üstelik, artık ÇHD davasına bakan İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nin lideri Ali İhsan Horasan, 14. Ağır Ceza Mahkemesi Lideri olduğu periyotta, Akyürek’i de yargılamıştı.
Evraklar İsimli Tıp Kurumu’nda, avukatlar talepte bulundu
Hollanda/Belçika dokümanlarının belgeye girmesinin akabinde, mahkeme dijitallerin incelenmesi için İsimli Tıp Kurumu’na gönderilmesine karar verdi.
Evrakların incelemesi İsimli Tıp Kurumu’nda sürüyor. Bu sırada, Selçuk Kozağaçlı ismine, tecrübeli avukatlar Fikret Birinciyiz ve Hasan Fehmi Demir, 18. Ağır Ceza Mahkemesi’ne dilekçe sunarak, Hollanda/Belçika dokümanlarının incelenmesi sırasında kimi konuların tespit edilmesini talep etti.
“Operasyonların hukuka uygunluğu sorgulanır”
Bu taleple ilgili, geçmişte Ramazan Akyürek’i de yargılayan İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi Lideri Ali İhsan Horasan ve heyet üyeleri, talebi reddetti. Ret öne sürülen sebebinde ise, mahkemenin dijital gereçlerin sıhhati konusunda bir tereddüdünün olmadığı ve bu taleplerin kabulü halinde, Hollanda ve Belçika ülkelerinde yapılan operasyonların hukuka uygunluğunu sorgulamaya kadar gideceğine değinildi.
Mahkeme, Akyürek imzalı yazıyı ‘muteber’ kabul etti
Ayrıyeten, Akyürek’in FETÖ evraklarında yargılanması ve ceza alması niçiniyle, onun imzasının bulunduğu dijitallere prestij edilmemesi talebi reddedildi. Akyürek hakkında bu belgede rastgele bir kumpas soruşturması yahut kovuşturması olmadığı belirtilirken, ilgili yazının ‘muteber’ kabul edileceği tabir edildi ve talebe şu cevap verildi:
“Dönemin Emniyet İstihbarat Daire Lideri Ramazan Akyürek’in FETÖ evraklarında yargılandığı, ceza aldığı münasebet gösterilerek kelam konusu yazıya prestij edilemeyeceği belirtilse de, Ramazan Akyürek’in sanık, Selçuk Kozağaçlı ve arkadaşlarının mağdur olduğu, mahkeme belgesine bahis olayların kumpas olduğu savlarını içerir bir soruşturma-kovuşturmanın mevcut olmadığı, bu haliyle ilgili yazının muteber kabul edilmesi gerektiği anlaşılmakla, sanık müdafilerinin taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.”
Mahkeme, öteki bir davada resmi evrakta sahtecilik cürmünden 7 yıl 6 ay, resmi belgeyi yok etmek kabahatinden 5 yıl 7 ay 15 gün mahpus cezası alan Akyürek imzalı evrakları muteber kabul etti lakin Hollanda/Belçika evraklarıyla ilgili kuşku uyandıran tek isim o değil.
Dokümanları getiren polisler de kumpastan yargılanıyor
Evrakların Türkiye’ye getirilmesi sürecinde nazaranv yapan polisler Serdar Bayraktutan ve Ferdi Taşkaya da resmi evrakta sahtecilik kabahatini zincirleme halde işledikleri sebebi öne sürülerek yargılanıyor. Dokümanları getirenlerden Ferdi Taşkaya, tutuklu yargılandı, Serdar Bayraktutan ise firari.
Baro listesinde olmayan avukatı söz sokup elden para vermişler
İddianamede, eski polis Serdar Bayraktutan’ın, öteki bir soruşturmada gözaltına alınan, ÇHD davasında da şahit olan S.A. isimli şüphelinin tabiri alınırken, baro müdafi listesinde olmayan ve ceza soruşturmasında deneyimsiz olduğu belirtilen bir avukatı çağırdığı belirtiliyor.
Süleyman Taşbaş isimli bu avukat ise, şu anda FETÖ davasında tutuklu bulunuyor. İddianamede, Taşbaş’ın verdiği söze de yer verildi. Taşbaş, tabire girmesi konusunda Serdar Bayraktutan’ın talimatıyla hareket ettiğini, sözden daha sonra da avukatlık fiyatı haricinde bir ölçü parayı, Ferdi Taşkaya’dan aldığını belirtiyor.
Kumpas tezi yok sayılıyor
Bu durum, İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nin imzasını ‘muteber’ kabul ettiği Ramazan Akyürek, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada resmi dokümanda sahtecilik, resmi belgeyi yok etme kabahatlerinden karar giymesine, evrakları getiren Serdar Bayraktutan ve Ferdi Taşkaya’nın, 33. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada, resmi evrakta sahtecilik hatasını zincirleme biçimde işledikleri nedeni öne sürülerek yargılanmasına karşın, ÇHD davasındaki ‘kumpas’ argümanının yok sayıldığı manasına geliyor.
Independent Türkçe’den Can Bursalı’nın haberine bakılırsa; dava, 2022 başındaki duruşmada karar evresine geldi fakat belgeye son anda giren “Hollanda/Belçika belgeleri” denilen dijitaller, sürecin uzamasına niye oldu. Hollanda/Belçika evrakları ismi verilen ve DHKP-C’nin yazışmaları olduğu öne sürülen dokümanlar, ÇHD davasında kanıt olarak yer alıyor. Lakin bu kanıtlar, şimdiye kadar sanıklar tarafınca hiç görülemedi.
Mahkeme dokümanları istedi
5 Ocak’taki duruşmada, karar kademesine gelen davada, tutuklu avukatlar Hollanda/Belçika evraklarının belgeye getirilmesini talep etti.
Yargılamanın yapıldığı İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nin lideri Ali İhsan Horasan ve heyet üyeleri bu talebi kabul etti ve Emniyet Genel Müdürlüğü’ne yazı yazdı.
2007’den beri bulunamayan evraklar belgeye girdi
Bir daha sonraki duruşmada Emniyet Genel Müdürlüğü, Hollanda/Belçika dokümanları denilen dijitalleri mahkemeye gönderdi.
Lakin dijitallerde, periyodun Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Lideri Ramazan Akyürek’in imzası bulunuyordu.
“FETÖ” yöneticiliği cürmünden karar giyen Akyürek, ayrıyeten gazeteci Hrant Dink’in katledilmesiyle ilgili davada resmi evrakta sahtecilik hatasından 7 yıl 6 ay, resmi belgeyi yok etmek cürmünden 5 yıl 7 ay 15 gün mahpus cezasına çarptırılmıştı.
Üstelik, artık ÇHD davasına bakan İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nin lideri Ali İhsan Horasan, 14. Ağır Ceza Mahkemesi Lideri olduğu periyotta, Akyürek’i de yargılamıştı.
Evraklar İsimli Tıp Kurumu’nda, avukatlar talepte bulundu
Hollanda/Belçika dokümanlarının belgeye girmesinin akabinde, mahkeme dijitallerin incelenmesi için İsimli Tıp Kurumu’na gönderilmesine karar verdi.
Evrakların incelemesi İsimli Tıp Kurumu’nda sürüyor. Bu sırada, Selçuk Kozağaçlı ismine, tecrübeli avukatlar Fikret Birinciyiz ve Hasan Fehmi Demir, 18. Ağır Ceza Mahkemesi’ne dilekçe sunarak, Hollanda/Belçika dokümanlarının incelenmesi sırasında kimi konuların tespit edilmesini talep etti.
“Operasyonların hukuka uygunluğu sorgulanır”
Bu taleple ilgili, geçmişte Ramazan Akyürek’i de yargılayan İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi Lideri Ali İhsan Horasan ve heyet üyeleri, talebi reddetti. Ret öne sürülen sebebinde ise, mahkemenin dijital gereçlerin sıhhati konusunda bir tereddüdünün olmadığı ve bu taleplerin kabulü halinde, Hollanda ve Belçika ülkelerinde yapılan operasyonların hukuka uygunluğunu sorgulamaya kadar gideceğine değinildi.
Mahkeme, Akyürek imzalı yazıyı ‘muteber’ kabul etti
Ayrıyeten, Akyürek’in FETÖ evraklarında yargılanması ve ceza alması niçiniyle, onun imzasının bulunduğu dijitallere prestij edilmemesi talebi reddedildi. Akyürek hakkında bu belgede rastgele bir kumpas soruşturması yahut kovuşturması olmadığı belirtilirken, ilgili yazının ‘muteber’ kabul edileceği tabir edildi ve talebe şu cevap verildi:
“Dönemin Emniyet İstihbarat Daire Lideri Ramazan Akyürek’in FETÖ evraklarında yargılandığı, ceza aldığı münasebet gösterilerek kelam konusu yazıya prestij edilemeyeceği belirtilse de, Ramazan Akyürek’in sanık, Selçuk Kozağaçlı ve arkadaşlarının mağdur olduğu, mahkeme belgesine bahis olayların kumpas olduğu savlarını içerir bir soruşturma-kovuşturmanın mevcut olmadığı, bu haliyle ilgili yazının muteber kabul edilmesi gerektiği anlaşılmakla, sanık müdafilerinin taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.”
Mahkeme, öteki bir davada resmi evrakta sahtecilik cürmünden 7 yıl 6 ay, resmi belgeyi yok etmek kabahatinden 5 yıl 7 ay 15 gün mahpus cezası alan Akyürek imzalı evrakları muteber kabul etti lakin Hollanda/Belçika evraklarıyla ilgili kuşku uyandıran tek isim o değil.
Dokümanları getiren polisler de kumpastan yargılanıyor
Evrakların Türkiye’ye getirilmesi sürecinde nazaranv yapan polisler Serdar Bayraktutan ve Ferdi Taşkaya da resmi evrakta sahtecilik kabahatini zincirleme halde işledikleri sebebi öne sürülerek yargılanıyor. Dokümanları getirenlerden Ferdi Taşkaya, tutuklu yargılandı, Serdar Bayraktutan ise firari.
Baro listesinde olmayan avukatı söz sokup elden para vermişler
İddianamede, eski polis Serdar Bayraktutan’ın, öteki bir soruşturmada gözaltına alınan, ÇHD davasında da şahit olan S.A. isimli şüphelinin tabiri alınırken, baro müdafi listesinde olmayan ve ceza soruşturmasında deneyimsiz olduğu belirtilen bir avukatı çağırdığı belirtiliyor.
Süleyman Taşbaş isimli bu avukat ise, şu anda FETÖ davasında tutuklu bulunuyor. İddianamede, Taşbaş’ın verdiği söze de yer verildi. Taşbaş, tabire girmesi konusunda Serdar Bayraktutan’ın talimatıyla hareket ettiğini, sözden daha sonra da avukatlık fiyatı haricinde bir ölçü parayı, Ferdi Taşkaya’dan aldığını belirtiyor.
Kumpas tezi yok sayılıyor
Bu durum, İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nin imzasını ‘muteber’ kabul ettiği Ramazan Akyürek, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada resmi dokümanda sahtecilik, resmi belgeyi yok etme kabahatlerinden karar giymesine, evrakları getiren Serdar Bayraktutan ve Ferdi Taşkaya’nın, 33. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada, resmi evrakta sahtecilik hatasını zincirleme biçimde işledikleri nedeni öne sürülerek yargılanmasına karşın, ÇHD davasındaki ‘kumpas’ argümanının yok sayıldığı manasına geliyor.