Korkusuz müellifi Can Ataklı, emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) ile ilgili yapılacak düzenlemenin yeni mağdurlar oluşturduğunu belirtti. Ataklı, “Miladı ileri çekmek tahlil değildir, ancak 1999’dan itibaren 9 yıllık mühlet ortasında işe girenlere kademeli yaş sistemi uygulanabilir” teklifini gündeme getirdi.
Can Ataklı’nın bugünkü köşe yazısının ilgili kısmı şu biçimde:
“EYT’den yararlanmak için 5 bin iş gününü ve 25 yılı tamamlamak gerekiyor. Lakin asıl mevzu bunun miladı ne olacak. Çıkacak yasaya göre 8 Eylül 1999’dan evvel işe girenler bu haktan yararlanacak. Birinci bakışta adil üzere görünüyor. O denli ya bir milat saptanmazsa bu sorun hiç bitmez. Fakat 15 milyona yakın çalışan belirlenen bu milat yüzünden mağduriyet yaşayacağına inanıyor.
8 Eylül 1999’dan daha sonra işe başlayan ve hem 25 yılını dolduran milyonlarca kişi ‘Peki biz ne olacağız? senelerca emekli olmayı mı bekleyeceğiz, bu eşitliğe muhalif değil mi?’ diye soruyor. Bir manada haklılar şüphesiz. olağan olarak fazlaca genç yaşta emeklilik savunulamaz. Bu savunulamaz fakat bir geçiş aralığı da bırakmak gerek. Miladı ileri çekmek tahlil değildir, ancak 1999’dan itibaren 9 yıllık mühlet ortasında işe girenlere kademeli yaş sistemi uygulanabilir.
Bu hususta mağdur olduğuna inananlar da esasen 8 Eylül 1999 öncesi işe başlayanlarla birebir duruma gelmek istemiyor fakat bir mağduriyetin ortadan kalkması için yaş sonunun kademeli yapılmasını talep ediyor.
1999’un eylül ayından yıl sonuna kadar işe girenler emeklilik yaşının 47 olmasını istiyor. çabucak sonrasında 2008 yılının sonuna kadar işe başlayanlar birer yıl artış alarak emekli olmanın haksızlığı ortadan kaldıracağına inanıyor. Yasa meclise geldiğinde bu bahis sanıyorum fazlaca tartışılacak. sonucu şüphesiz yalnızca ve yalnızca Erdoğan vereceği için AKP-MHP koalisyonunun milletvekilleri duruma nazaran hareket edecektir. Muhalefet ise ikna olursa bu mevzuda büyük ses getirebilir.”
Yazının tamamını okumak için .
Can Ataklı’nın bugünkü köşe yazısının ilgili kısmı şu biçimde:
“EYT’den yararlanmak için 5 bin iş gününü ve 25 yılı tamamlamak gerekiyor. Lakin asıl mevzu bunun miladı ne olacak. Çıkacak yasaya göre 8 Eylül 1999’dan evvel işe girenler bu haktan yararlanacak. Birinci bakışta adil üzere görünüyor. O denli ya bir milat saptanmazsa bu sorun hiç bitmez. Fakat 15 milyona yakın çalışan belirlenen bu milat yüzünden mağduriyet yaşayacağına inanıyor.
8 Eylül 1999’dan daha sonra işe başlayan ve hem 25 yılını dolduran milyonlarca kişi ‘Peki biz ne olacağız? senelerca emekli olmayı mı bekleyeceğiz, bu eşitliğe muhalif değil mi?’ diye soruyor. Bir manada haklılar şüphesiz. olağan olarak fazlaca genç yaşta emeklilik savunulamaz. Bu savunulamaz fakat bir geçiş aralığı da bırakmak gerek. Miladı ileri çekmek tahlil değildir, ancak 1999’dan itibaren 9 yıllık mühlet ortasında işe girenlere kademeli yaş sistemi uygulanabilir.
Bu hususta mağdur olduğuna inananlar da esasen 8 Eylül 1999 öncesi işe başlayanlarla birebir duruma gelmek istemiyor fakat bir mağduriyetin ortadan kalkması için yaş sonunun kademeli yapılmasını talep ediyor.
1999’un eylül ayından yıl sonuna kadar işe girenler emeklilik yaşının 47 olmasını istiyor. çabucak sonrasında 2008 yılının sonuna kadar işe başlayanlar birer yıl artış alarak emekli olmanın haksızlığı ortadan kaldıracağına inanıyor. Yasa meclise geldiğinde bu bahis sanıyorum fazlaca tartışılacak. sonucu şüphesiz yalnızca ve yalnızca Erdoğan vereceği için AKP-MHP koalisyonunun milletvekilleri duruma nazaran hareket edecektir. Muhalefet ise ikna olursa bu mevzuda büyük ses getirebilir.”
Yazının tamamını okumak için .