“Kurumsal reformlarda, Doğrulayıcı referandum kaçınılması gereken bir şaşılıktır. Hem taraf açısından olgunlaşan pozisyonlar Devlet ondanMuhalefet çünkü ülkenin kurumsal varlıklarına müdahale etmek için mümkün olan en büyük fikir birliğine ihtiyacımız var.” Giuseppe de Vergottini, Reformlardan Sorumlu Akil Adamlar Komisyonu'nun eski üyesi (Letta hükümeti)
Gaetano Quagliariello başkanlığında (10 Akil Adamdan oluşan Komite'nin 2013 yılında istediği reformlara yönelik çalışmalarının devamı olarak) Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano), anayasal alandaki deneyiminin zirvesinden yola çıkarak şunları açıklıyor: “kuru doğrudan seçim tarafından arzu edildiği gibi Devlet Seçmenler ile seçilmişler arasındaki ilişkiyi aşırı derecede kişiselleştirmek ve dolayısıyla doğrudan seçilen kişinin kendisini iktidar tarafından koşullandırılmaktan uzak hissetmesini sağlayacak bir önerme oluşturmaktır. Parlamento. Doğrudan seçimden kaynaklanabileceğinden korkulan risk bire doğru ilerliyor otokratik sürüklenme. Temel sorun kaygıdırKomuta eden yalnız adam“.
Bologna Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde karşılaştırmalı kamu hukuku profesörü ve anayasa hukuku profesörü olan de Vergottini, isteksizce oturuma katılamadı. iki partili maraton organizatörü olduğu inisiyatif kapsamındaki başbakanlıkta değişirim, eşit özgürlük Ve Magna CartaAdnkronos ile konuşarak şunları söyledi: “Seçim hukuku konusu arka planda kalırken anayasal reform hakkında düşünüyoruz. Ancak, parlamentonun ve hükümetin seçileceği kuralları bilmeden doğrudan seçimler hakkında konuşmak kesinlikle inanılmaz bir şey. İlk olarak Başbakanın meşruiyetinin hangi mekanizma ile sağlandığı anlaşılmalıdır ve buna dayanarak cumhurbaşkanının yetki ve fonksiyonlarının belirlenmesi gerekmektedir.” Yani üç adım var Bolognalı profesör tarafından özetlenen, reformun geliştirilmesinde aşamalı olarak tanımlanması gereken anahtar: “Birincisi: seçim kanunu; başbakanın yetkilerinin ikinci tespiti; Doğrudan seçimi meşrulaştıracak üçüncü temel“.
Magna Carta, IChange ve eşit özgürlükle, “şu anda masada olan tekliften başlayalım ve belirli kriterlere göre nelerin kurtarılıp düzeltilebileceğini görmeye çalışalım“. Hükümetin önerdiği gibi Başbakanın doğrudan seçilmesine bakıldığında, “bir Başbakanın halk oyu için doğrudan adaylığı ile onaylanması halinde belirlenen kişinin otomatik olarak Başbakan olmasına yol açması arasında bir fark vardır.” alternatif ve ciddi bir değerlendirme olarak dikkate alınmasını önerdiğimiz şeye: yani adayın oy pusulasında belirtilmesine.” De Vergottini'ye göre, bu son yöntemle aslında “meşrulaştırma biçimine aracılık edilir: eğer aday öngörülüyorsa.” Kanun gereği oy pusulası üzerinde fikir birliğinin sağlanması, pratik olarak görev verilmesinin yolunu açmaktadır. Dolayısıyla oy pusulasında belirtilmesinden doğrudan doğrudan seçime geçişin o kadar da imkansız olmadığı söylenebilir.” “Ve bu mekanizma sayesinde Başbakan'a ayrıcalıklı bir rol verilmesinin meşrulaştırılabileceğini de çok önemsiyoruz. ” (Roberta Lanzara tarafından)
Gaetano Quagliariello başkanlığında (10 Akil Adamdan oluşan Komite'nin 2013 yılında istediği reformlara yönelik çalışmalarının devamı olarak) Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano), anayasal alandaki deneyiminin zirvesinden yola çıkarak şunları açıklıyor: “kuru doğrudan seçim tarafından arzu edildiği gibi Devlet Seçmenler ile seçilmişler arasındaki ilişkiyi aşırı derecede kişiselleştirmek ve dolayısıyla doğrudan seçilen kişinin kendisini iktidar tarafından koşullandırılmaktan uzak hissetmesini sağlayacak bir önerme oluşturmaktır. Parlamento. Doğrudan seçimden kaynaklanabileceğinden korkulan risk bire doğru ilerliyor otokratik sürüklenme. Temel sorun kaygıdırKomuta eden yalnız adam“.
Bologna Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde karşılaştırmalı kamu hukuku profesörü ve anayasa hukuku profesörü olan de Vergottini, isteksizce oturuma katılamadı. iki partili maraton organizatörü olduğu inisiyatif kapsamındaki başbakanlıkta değişirim, eşit özgürlük Ve Magna CartaAdnkronos ile konuşarak şunları söyledi: “Seçim hukuku konusu arka planda kalırken anayasal reform hakkında düşünüyoruz. Ancak, parlamentonun ve hükümetin seçileceği kuralları bilmeden doğrudan seçimler hakkında konuşmak kesinlikle inanılmaz bir şey. İlk olarak Başbakanın meşruiyetinin hangi mekanizma ile sağlandığı anlaşılmalıdır ve buna dayanarak cumhurbaşkanının yetki ve fonksiyonlarının belirlenmesi gerekmektedir.” Yani üç adım var Bolognalı profesör tarafından özetlenen, reformun geliştirilmesinde aşamalı olarak tanımlanması gereken anahtar: “Birincisi: seçim kanunu; başbakanın yetkilerinin ikinci tespiti; Doğrudan seçimi meşrulaştıracak üçüncü temel“.
Magna Carta, IChange ve eşit özgürlükle, “şu anda masada olan tekliften başlayalım ve belirli kriterlere göre nelerin kurtarılıp düzeltilebileceğini görmeye çalışalım“. Hükümetin önerdiği gibi Başbakanın doğrudan seçilmesine bakıldığında, “bir Başbakanın halk oyu için doğrudan adaylığı ile onaylanması halinde belirlenen kişinin otomatik olarak Başbakan olmasına yol açması arasında bir fark vardır.” alternatif ve ciddi bir değerlendirme olarak dikkate alınmasını önerdiğimiz şeye: yani adayın oy pusulasında belirtilmesine.” De Vergottini'ye göre, bu son yöntemle aslında “meşrulaştırma biçimine aracılık edilir: eğer aday öngörülüyorsa.” Kanun gereği oy pusulası üzerinde fikir birliğinin sağlanması, pratik olarak görev verilmesinin yolunu açmaktadır. Dolayısıyla oy pusulasında belirtilmesinden doğrudan doğrudan seçime geçişin o kadar da imkansız olmadığı söylenebilir.” “Ve bu mekanizma sayesinde Başbakan'a ayrıcalıklı bir rol verilmesinin meşrulaştırılabileceğini de çok önemsiyoruz. ” (Roberta Lanzara tarafından)