Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, kendisine bilgi notu geldiğini belirterek, Ulusal Savunma Bakanı yardımcılarından Muhsin Dere‘nin ByLock kullanıcısı, Yunus Emre Karaosmanoğlu, ABD Elçiliği’nin muteber irtibatı olduğunu öne süren Emekli askeri hâkim Ahmet Zeki Üoldukca hakkındaki müdafaa sonucunın kaldırıldığını yazdı.
Terkoğlu yazısında “Türkiye’nin son periyodunda trafikte bile ayrıcalıklı olanlar, korunanlar, çakarlılar tuhaflaştı. Ancak bu kadar değil, bir de korunması gerektiği biçimde korunmayanlar var” diyerek, Ahmet Zeki Üoldukça’un Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan’a yaptığı açıklamalar daha sonrası hakkındaki yakın muhafaza sonucunın kaldırıldığını belirtti.
Terkoğlu yazısında şunları kaydetti:
“Daha evvel bu sayfalarda Ulusal Savunma Bakanı’nın dört yardımcısına dair savları okumuştunuz. Barış Pehlivan birinin FETÖ soruşturmasında isminin nasıl geçtiğini, öbürünün Türkçe Olimpiyatları’nda Fethullah Gülen şiiri okuyuşunun kıssasını anlatmıştı. TSK’deyken FETÖ’ye soruşturma açan Ahmet Zeki Üoldukça da 8 Şubat’ta konuştu. O da 3. bakan yardımcısının hakkındaki ByLock savını, 4. yardımcının da ABD kriptolarındaki yerini anlattı. Üoldukça, savcılığa elindeki evrakları de verdi.
‘Mevzu nereye gider’ derken, farklı bir olay yaşandı. Hayır, Bakan yardımcısının dava açmasından kelam etmiyorum. O beklenen bir şeydi. Üoldukca’un açıklamalarından birkaç gün daha sonra, 17 Şubat’ta, İçişleri Bakanlığı’nın Merkez Muhafaza Komitesi toplantı yapmıştı. Toplantı kararı Üoldukça’a şöyleki bildiri edilmişti:
‘Hakkınızda, ‘yakın muhafaza sonucunın kaldırılmasına’ formunda karar verilmiş, alınan komite sonucu Bakanlık Makamının Oluru ile katılaşmıştır.’
Ahmet Zeki Üoldukça, TSK’de askeri yargı nazaranvlisiyken FETÖ’yü soruşturması niçiniyle kumpasa uğramış, yıllarını mahpusta geçirmiş, çıkınca da FETÖ aleyhinde çalışmaya devam etmişti. Ahmet Hakan’ın 5 Nisan 2016 tarihindeki, yani darbeden üç ay evvel yaptığı Üoldukca röportajı önümde duruyor: ‘Ordu ortasındaki Fethullahçı general ve albayları isim isim biliyorum.’ Üfazlaca’un verdiği isimler üç ay daha sonra darbeye kalkıştı. Haliyle devlet, FETÖ’nün açıktan da tehdit ettiği Üfazlaca’u müdafaa sonucu almıştı.
Bu yalnızca bir örnek. Üoldukca’a sordum, FETÖ tespitlerine dair bugüne kadar kurumlara tam 22 dilekçe vermişti. Lakin hiç birinin akabinde bunlar yaşanmamıştı. Fakat, bakan yardımcılarına dokununca birkaç gün daha sonra ‘katli vacip’e dönüşmüştü.”
Terkoğlu yazısında “Türkiye’nin son periyodunda trafikte bile ayrıcalıklı olanlar, korunanlar, çakarlılar tuhaflaştı. Ancak bu kadar değil, bir de korunması gerektiği biçimde korunmayanlar var” diyerek, Ahmet Zeki Üoldukça’un Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan’a yaptığı açıklamalar daha sonrası hakkındaki yakın muhafaza sonucunın kaldırıldığını belirtti.
Terkoğlu yazısında şunları kaydetti:
“Daha evvel bu sayfalarda Ulusal Savunma Bakanı’nın dört yardımcısına dair savları okumuştunuz. Barış Pehlivan birinin FETÖ soruşturmasında isminin nasıl geçtiğini, öbürünün Türkçe Olimpiyatları’nda Fethullah Gülen şiiri okuyuşunun kıssasını anlatmıştı. TSK’deyken FETÖ’ye soruşturma açan Ahmet Zeki Üoldukça da 8 Şubat’ta konuştu. O da 3. bakan yardımcısının hakkındaki ByLock savını, 4. yardımcının da ABD kriptolarındaki yerini anlattı. Üoldukça, savcılığa elindeki evrakları de verdi.
‘Mevzu nereye gider’ derken, farklı bir olay yaşandı. Hayır, Bakan yardımcısının dava açmasından kelam etmiyorum. O beklenen bir şeydi. Üoldukca’un açıklamalarından birkaç gün daha sonra, 17 Şubat’ta, İçişleri Bakanlığı’nın Merkez Muhafaza Komitesi toplantı yapmıştı. Toplantı kararı Üoldukça’a şöyleki bildiri edilmişti:
‘Hakkınızda, ‘yakın muhafaza sonucunın kaldırılmasına’ formunda karar verilmiş, alınan komite sonucu Bakanlık Makamının Oluru ile katılaşmıştır.’
Ahmet Zeki Üoldukça, TSK’de askeri yargı nazaranvlisiyken FETÖ’yü soruşturması niçiniyle kumpasa uğramış, yıllarını mahpusta geçirmiş, çıkınca da FETÖ aleyhinde çalışmaya devam etmişti. Ahmet Hakan’ın 5 Nisan 2016 tarihindeki, yani darbeden üç ay evvel yaptığı Üoldukca röportajı önümde duruyor: ‘Ordu ortasındaki Fethullahçı general ve albayları isim isim biliyorum.’ Üfazlaca’un verdiği isimler üç ay daha sonra darbeye kalkıştı. Haliyle devlet, FETÖ’nün açıktan da tehdit ettiği Üfazlaca’u müdafaa sonucu almıştı.
Bu yalnızca bir örnek. Üoldukca’a sordum, FETÖ tespitlerine dair bugüne kadar kurumlara tam 22 dilekçe vermişti. Lakin hiç birinin akabinde bunlar yaşanmamıştı. Fakat, bakan yardımcılarına dokununca birkaç gün daha sonra ‘katli vacip’e dönüşmüştü.”