DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, İspanya’nın El Pais gazetesine konuştu. Babacan, “Ben ve arkadaşlarım demokrasi için uğraş veren vatanseverleriz. Türkiye’de demokrasinin bir kere daha galip gelmesi için ne gerekiyorsa yapacağız” dedi. Babacan, “Bu seçimler Türkiye için ve Avrupa’da ve ötesinde demokrasiyi korumak isteyen herkes için önemli” dedi.
İspanya’nın El Pais gazetesi dün (24 Ocak) DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan ile yaptığı röportajı yayınladı. Dünya Ekonomik Forumu’nda katılmak için gittiği Davos Zirvesi’nde gazeteci Andrea Rizzi’nin sorularını yanıtlayan Babacan şu sözleri kullandı:
“Bu seçimler demokrasiyi korumak isteyen herkes için önemli”
“Demokrasimiz hasta ancak yaşıyor. 14 Mayıs’ta seçimler olacak. Bizim partimizin de ortasında olduğu muhalif partiler seçime hazırlanıyor. Muhalefet için, STK’lar için, özgür basın için şartlar hiç kolay değil. Buna karşın hazırlanıyoruz ve onlara (muhalefete, STK’lara, özgür basına) yaklaşıyoruz. Bu seçimler Türkiye için ve Avrupa’da ve ötesinde demokrasiyi korumak isteyen herkes için değerli. Türkiye kuvvetli bir ülke, kuvvetli bir demokrasi geleneği var. Açık bir toplumumuz var. Gençliğimiz dünyanın farkında, Türkiye’nin bir demokrasi ve kuvvetli bir iktisat olmasını istiyor. Bu başkanlık ve meclis seçimlerinin bir değişim anı olacağını umut ediyoruz.”
“Bariz bir zafer kazanmayı amaçlıyoruz”
“Türkiye’deki seçim sistemi, genel olarak, kâfi derecede inançlı. sonuçları etkileme yolları epeyce hudutlu. Bu yüzden de kıl hissesi değil bariz bir zafer kazanmayı amaçlıyoruz. Açık bir zafer olursa rastgele bir sorun olmayacağını umut ediyorum.”
“Mahkeme lideri sonucun aleyhine oy verdi, diğer ne diyebilirim ki?”
Babacan, Anayasa Mahkemesi’nin HDP’nin hesaplarına bloke koyma sonucuna ait bir soruyu “sonucu Anayasa Mahkemesi verdi. Mahkeme lideri sonucun aleyhine oy verdi. Öteki ne diyebilirim ki?” diye yanıtladı.
“Çerçeveyi detaylarıyla saptamak istiyoruz ki seçimlerden daha sonra rastgele bir baş karışıklığı olmasın”
DEVA Partisi’nin resmî üye sayısının 180 bin olduğunu söyleyen Babacan şu biçimde konuştu:
“Ben ve arkadaşlarım demokrasi için gayret veren vatanseverleriz. Türkiye’de demokrasinin bir kere daha galip gelmesi için ne gerekiyorsa yapacağız.”
“Altılı masada evvelarimiz ve açık bir takvimimiz var. Birincisi, parlamenter sisteme dönüş konusunda bir anayasa ıslahatı paketi sunmaktı. Bunu kasım ayında, koalisyon ortasında yüzde 100 bir konsensüsle sunduk. Artık ikinci etaptayız. Bu basamakta iki konu üstüne çalışıyoruz. Ortak bir hükûmet programı ve ülkeyi nasıl yöneteceğimize dair bir çerçeve. Bunlardan birincisi iktisat, eğitim, sıhhat siyasetleri, dış siyaset vesaireyi ne biçimde oturtacağımıza ait. İkincisi ise hükûmet biçimine ait. Anayasa bütün yetkileri cumhurbaşkanına veriyor lakin biz, cumhurbaşkanımızın bu yetkileri takviye veren partilerle istişare halinde kullanımını istiyoruz. Bu çerçeveyi detaylarıyla saptamak istiyoruz ki seçimlerden daha sonra rastgele bir baş karışıklığı olmasın. Üçüncü basamak ise ortak cumhurbaşkanı adayını ve birtakım seçim bölgeleri için ortak adayları belirlemek.”
“NATO’daki müttefiklerimizin güvenlik konusundaki telaşlarımız hakkında dikkatli olmalarını istek ederiz”
Röportajda dış politikayı da pahalandıran Babacan, “Muhalefet kazanırsa dış siyasette, bilhassa de Rusya ile bağlantılar ve İsveç ve Finlandiya’nın NATO adaylığı konusunda nasıl pozisyon alacak?” sorusu üzerine şunları söylemiş oldu:
“Altı partiden oluşan küme olarak AB üyeliğini desteklediğimizi ve NATO yanlısı olduğumuzu beyan ettik. sonrasındasında, daha somut konularda, mesela İsveç ve Finlandiya’nın üyeliği konusunda, Hükûmet’in güvenlik konusunda bildiği şeylere bizim erişimimiz yok, bu yüzden de müzakerelerin bilgilerinı bilmiyoruz. İktidara geldiğimizde bu bilgilere nazaran hareket edeceğiz. olağan olarak PKK bir terör örgütüdür. Dikkatli olmamız gerek ve NATO’daki müttefiklerimizin güvenlik konusundaki kaygılarımız hakkında dikkatli olmalarını dilek ederiz.”
“Önceliğimiz savaşı bir an evvel bitirmek olacak”
“Rusya ve Ukrayna içindeki savaş bizi son derece kaygılandırıyor zira ikisi de yakın komşumuz ve uzun bir vakitten beri ikisiyle de ilgilerimiz var, bunun ortasında değerli ticari ve yatırım alakaları de var. Bizim önceliğimiz savaşı bir an evvel bitirmek olacak. Türkiye’nin her ikisiyle de konuşabilmek üzere istisnai bir durumu var. Bu pozisyon akıllı bir biçimde kullanılırsa güzel sonuçlar ortaya çıkarabilir.”
“Türkiye’nin epey daha uygun bir performans gösterme potansiyeli var”
Babacan, iktisatla ilgili soruya, “11 yıl boyunca Türk iktisadının başındaydım. Türkiye’nin kuvvetli bir iktisadı var. Pandemiyi, savaşı, güç krizini atlattık, ülke hâlâ ayakta. Daha âlâ bir siyasetle, Türkiye’nin fazlaca daha yeterli bir performans gösterme potansiyeli var. Akılcı bir iktisat programıyla, özgürlükler, insan hakları, hukukun üstünlüğü çerçevesinde gerçekleşecek ıslahatlarla Türkiye’ye büyük bir ivme kazandırılabilir” kelamlarıyla karşılık verdi.
İspanya’nın El Pais gazetesi dün (24 Ocak) DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan ile yaptığı röportajı yayınladı. Dünya Ekonomik Forumu’nda katılmak için gittiği Davos Zirvesi’nde gazeteci Andrea Rizzi’nin sorularını yanıtlayan Babacan şu sözleri kullandı:
“Bu seçimler demokrasiyi korumak isteyen herkes için önemli”
“Demokrasimiz hasta ancak yaşıyor. 14 Mayıs’ta seçimler olacak. Bizim partimizin de ortasında olduğu muhalif partiler seçime hazırlanıyor. Muhalefet için, STK’lar için, özgür basın için şartlar hiç kolay değil. Buna karşın hazırlanıyoruz ve onlara (muhalefete, STK’lara, özgür basına) yaklaşıyoruz. Bu seçimler Türkiye için ve Avrupa’da ve ötesinde demokrasiyi korumak isteyen herkes için değerli. Türkiye kuvvetli bir ülke, kuvvetli bir demokrasi geleneği var. Açık bir toplumumuz var. Gençliğimiz dünyanın farkında, Türkiye’nin bir demokrasi ve kuvvetli bir iktisat olmasını istiyor. Bu başkanlık ve meclis seçimlerinin bir değişim anı olacağını umut ediyoruz.”
“Bariz bir zafer kazanmayı amaçlıyoruz”
“Türkiye’deki seçim sistemi, genel olarak, kâfi derecede inançlı. sonuçları etkileme yolları epeyce hudutlu. Bu yüzden de kıl hissesi değil bariz bir zafer kazanmayı amaçlıyoruz. Açık bir zafer olursa rastgele bir sorun olmayacağını umut ediyorum.”
“Mahkeme lideri sonucun aleyhine oy verdi, diğer ne diyebilirim ki?”
Babacan, Anayasa Mahkemesi’nin HDP’nin hesaplarına bloke koyma sonucuna ait bir soruyu “sonucu Anayasa Mahkemesi verdi. Mahkeme lideri sonucun aleyhine oy verdi. Öteki ne diyebilirim ki?” diye yanıtladı.
“Çerçeveyi detaylarıyla saptamak istiyoruz ki seçimlerden daha sonra rastgele bir baş karışıklığı olmasın”
DEVA Partisi’nin resmî üye sayısının 180 bin olduğunu söyleyen Babacan şu biçimde konuştu:
“Ben ve arkadaşlarım demokrasi için gayret veren vatanseverleriz. Türkiye’de demokrasinin bir kere daha galip gelmesi için ne gerekiyorsa yapacağız.”
“Altılı masada evvelarimiz ve açık bir takvimimiz var. Birincisi, parlamenter sisteme dönüş konusunda bir anayasa ıslahatı paketi sunmaktı. Bunu kasım ayında, koalisyon ortasında yüzde 100 bir konsensüsle sunduk. Artık ikinci etaptayız. Bu basamakta iki konu üstüne çalışıyoruz. Ortak bir hükûmet programı ve ülkeyi nasıl yöneteceğimize dair bir çerçeve. Bunlardan birincisi iktisat, eğitim, sıhhat siyasetleri, dış siyaset vesaireyi ne biçimde oturtacağımıza ait. İkincisi ise hükûmet biçimine ait. Anayasa bütün yetkileri cumhurbaşkanına veriyor lakin biz, cumhurbaşkanımızın bu yetkileri takviye veren partilerle istişare halinde kullanımını istiyoruz. Bu çerçeveyi detaylarıyla saptamak istiyoruz ki seçimlerden daha sonra rastgele bir baş karışıklığı olmasın. Üçüncü basamak ise ortak cumhurbaşkanı adayını ve birtakım seçim bölgeleri için ortak adayları belirlemek.”
“NATO’daki müttefiklerimizin güvenlik konusundaki telaşlarımız hakkında dikkatli olmalarını istek ederiz”
Röportajda dış politikayı da pahalandıran Babacan, “Muhalefet kazanırsa dış siyasette, bilhassa de Rusya ile bağlantılar ve İsveç ve Finlandiya’nın NATO adaylığı konusunda nasıl pozisyon alacak?” sorusu üzerine şunları söylemiş oldu:
“Altı partiden oluşan küme olarak AB üyeliğini desteklediğimizi ve NATO yanlısı olduğumuzu beyan ettik. sonrasındasında, daha somut konularda, mesela İsveç ve Finlandiya’nın üyeliği konusunda, Hükûmet’in güvenlik konusunda bildiği şeylere bizim erişimimiz yok, bu yüzden de müzakerelerin bilgilerinı bilmiyoruz. İktidara geldiğimizde bu bilgilere nazaran hareket edeceğiz. olağan olarak PKK bir terör örgütüdür. Dikkatli olmamız gerek ve NATO’daki müttefiklerimizin güvenlik konusundaki kaygılarımız hakkında dikkatli olmalarını dilek ederiz.”
“Önceliğimiz savaşı bir an evvel bitirmek olacak”
“Rusya ve Ukrayna içindeki savaş bizi son derece kaygılandırıyor zira ikisi de yakın komşumuz ve uzun bir vakitten beri ikisiyle de ilgilerimiz var, bunun ortasında değerli ticari ve yatırım alakaları de var. Bizim önceliğimiz savaşı bir an evvel bitirmek olacak. Türkiye’nin her ikisiyle de konuşabilmek üzere istisnai bir durumu var. Bu pozisyon akıllı bir biçimde kullanılırsa güzel sonuçlar ortaya çıkarabilir.”
“Türkiye’nin epey daha uygun bir performans gösterme potansiyeli var”
Babacan, iktisatla ilgili soruya, “11 yıl boyunca Türk iktisadının başındaydım. Türkiye’nin kuvvetli bir iktisadı var. Pandemiyi, savaşı, güç krizini atlattık, ülke hâlâ ayakta. Daha âlâ bir siyasetle, Türkiye’nin fazlaca daha yeterli bir performans gösterme potansiyeli var. Akılcı bir iktisat programıyla, özgürlükler, insan hakları, hukukun üstünlüğü çerçevesinde gerçekleşecek ıslahatlarla Türkiye’ye büyük bir ivme kazandırılabilir” kelamlarıyla karşılık verdi.