Yeni Akit müellifi Abdullah Şanlıdağ, bugünkü yazısında “Suriye iç savaşı başladığından bu yana, ‘bu bir vicdan meselesidir’ diyerek topraklarımızda konuk ettiğimiz Suriyeli mülteciler konusunda Ak Parti, muhalefetin baskısından dolayı telaffuz değişikliğine gitmek zorunda mı kalıyor?” sorusunu sordu.
Savaş ve çatışma niçiniyle ülkelerini terk etmek zorunda kalan kalan insanların siyasete alet edilmemesi gerektiğini yazan Şanlıdağ, “Popülist telaffuzları bir tarafa bırakıp, ayağı yere basan ve toplumda ve Suriyelilerde karşılığı bulunan şeyleri konuşalım. Suriyelilerin yakın vakitte ülkelerine döneceğini ya da dönmezlerse, iktidar değişikliği daha sonrasında zorla gönderileceklerini söylemek gerçekçi bir yaklaşım değil. Bu hem yasal olarak mümkün değil, birebir vakitte ahlaki olarak…” görüşünü lisana getirdi.
Şanlıdağ özetle yazısına şu biçimde devam etti:
“Reel politik gereği; ‘güvenli ve huzurlu ortam oluştuktan daha sonra göçmenler dönecek’ dediğimizde, Esad rejiminin gitmesi ve ülkede inançlı bir limanın oluşması kuralını da sözlerimize eklememiz gerekiyor. Milleti boş yere umutlandırmayalım.
Baştan beri Suriyeliler konusundaki siyasetimiz doğrudur. Bu saatten daha sonra, ‘merak buyurmayın; Suriyelileri göndereceğiz’ söylemiş olduğinizde, beklenti içerisine girenleri de sığınmacı karşısı yapmış olursunuz. O takdirde kendi inandırıcılığımızı da kaybetmiş oluruz.
Bugüne kadar süreci epey yeterli yöneten Ak Parti iktidarı, bundan daha sonrasında geri vitese atmamalıdır. Son kelam: Mülteci tersliği dalgasına prim vermeyelim. Acele olarak, sığınmacılar konusunu toplumun ve siyasetin merkezinden uzaklaştıralım. Entegrasyon siyasetine devam.”
Yazının tamamını okumak için
Savaş ve çatışma niçiniyle ülkelerini terk etmek zorunda kalan kalan insanların siyasete alet edilmemesi gerektiğini yazan Şanlıdağ, “Popülist telaffuzları bir tarafa bırakıp, ayağı yere basan ve toplumda ve Suriyelilerde karşılığı bulunan şeyleri konuşalım. Suriyelilerin yakın vakitte ülkelerine döneceğini ya da dönmezlerse, iktidar değişikliği daha sonrasında zorla gönderileceklerini söylemek gerçekçi bir yaklaşım değil. Bu hem yasal olarak mümkün değil, birebir vakitte ahlaki olarak…” görüşünü lisana getirdi.
Şanlıdağ özetle yazısına şu biçimde devam etti:
“Reel politik gereği; ‘güvenli ve huzurlu ortam oluştuktan daha sonra göçmenler dönecek’ dediğimizde, Esad rejiminin gitmesi ve ülkede inançlı bir limanın oluşması kuralını da sözlerimize eklememiz gerekiyor. Milleti boş yere umutlandırmayalım.
Baştan beri Suriyeliler konusundaki siyasetimiz doğrudur. Bu saatten daha sonra, ‘merak buyurmayın; Suriyelileri göndereceğiz’ söylemiş olduğinizde, beklenti içerisine girenleri de sığınmacı karşısı yapmış olursunuz. O takdirde kendi inandırıcılığımızı da kaybetmiş oluruz.
Bugüne kadar süreci epey yeterli yöneten Ak Parti iktidarı, bundan daha sonrasında geri vitese atmamalıdır. Son kelam: Mülteci tersliği dalgasına prim vermeyelim. Acele olarak, sığınmacılar konusunu toplumun ve siyasetin merkezinden uzaklaştıralım. Entegrasyon siyasetine devam.”
Yazının tamamını okumak için