Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan, “Keşke Tunç Soyer günün emperyalistlerine de bir çift laf edebilseydi. Yunanistan’a ‘Yüz yıl evvel dersini almadın mı? bir daha mi emperyalistlerin gazına geliyorsun? Yüz yıl evvel İzmir’de yaşadığını unutma’ demesini beklerdim.” görüşünü savundu.
Hakan yazısında, “İzmir Belediye Lideri Tunç Soyer’in “9 Eylül İzmir’in Kurtuluşu” niçiniyle yaptığı destansı konuşmayı dikkatle dinledim. Konuşması aşağı üst şu biçimde bir izleği takip ediyordu: İhanet ve gaflet ortasında olan Padişah… Emperyalistlerin çizmeleriyle çiğnenen vatan… Atatürk’ün yaktığı bağımsızlık meşalesi… Düşmanın kovulması… Akabinde da çabucak barış… Buraya kadar pek bir sorun yok. Bu anlatıya pek bir itirazım olmaz. Ancak konuşmanın sonundaki şu vurgu, kulağımı oldukça tırmaladı: ‘Yüz yıl evvel nasıl başardıysak… Yüz yıl daha sonra da o denli başaracağız.’ Yanlış anlaşılmasın! Bu son vurguda kelam konusu edilen “emperyalizme karşı bir daha başarmak” değildi. Kelam konusu edilen “bu hükümetten kurtulmak” ülküsüydü.” niyetini lisana getirdi.
Hakan şu sözleri kullandı:
“Konuşmada işin bu biçimde olduğu çok net bir biçimde anlaşılıyordu. “Düşmandan kurtulmak” ile “bu hükümetten kurtulmak” içinde bir bağ kuruyordu Tunç Soyer. Alışılmış kendisini demokrat, farklılıklara saygılı, barışsever bir insan olarak konumlandırdığı için “Yüz yıl evvel düşmanı nasıl denize döktüysek, artık de bu hükümeti denize dökeceğiz” biçimi kaba saba bir cümle kurmaktan kaçınıyordu. Daha hayli üstü kapalı, dolaylı ve belirli meçhul bir bağ kurmakla yetinmeyi tercih ediyordu. Yüz yıl önce Yunanistan, periyodun emperyalist ülkeleri tarafınca gaza getirilerek ülkemizi işgale cüret etmişti. Atatürk’ün önderliğinde verdiğimiz Kurtuluş Savaşı’yla bunu püskürttük.
Yüz yıl daha sonra bugün de Yunanistan, bugünün emperyalistleri tarafınca Türkiye’ye karşı gaza getirilmeye çalışılıyor. Yunanistan’ı silahlandırıyorlar, Yunanistan’a üsler kuruyorlar, Yunanistan’a “Yürü aslanım, arkandayız” diyorlar. Ben 9 Eylül’ün yıldönümünde İzmir Belediye Başkanı’ndan işte bu tabloya karşı bir haykırış beklerdim. Yunanistan’a “Yüz yıl evvel dersini almadın mı? bir daha mi emperyalistlerin gazına geliyorsun? Yüz yıl evvel İzmir’de yaşadığını unutma” demesini beklerdim. Lakin heyhat! Kelam konusu Yunanistan, kelam konusu bugünün emperyalistleri olunca… Tunç Soyer, dayanılmaz bir şefkat hissiyle “barış da barış” diyordu. Fakat kelam konusu yüz yıl evvelki padişah olunca, kelam konusu bugünün hükümeti olunca… Tunç Soyer, kükremiş sel üzere oluyor, bendini çiğneyip aşıyordu.”
Hakan yazısında, “İzmir Belediye Lideri Tunç Soyer’in “9 Eylül İzmir’in Kurtuluşu” niçiniyle yaptığı destansı konuşmayı dikkatle dinledim. Konuşması aşağı üst şu biçimde bir izleği takip ediyordu: İhanet ve gaflet ortasında olan Padişah… Emperyalistlerin çizmeleriyle çiğnenen vatan… Atatürk’ün yaktığı bağımsızlık meşalesi… Düşmanın kovulması… Akabinde da çabucak barış… Buraya kadar pek bir sorun yok. Bu anlatıya pek bir itirazım olmaz. Ancak konuşmanın sonundaki şu vurgu, kulağımı oldukça tırmaladı: ‘Yüz yıl evvel nasıl başardıysak… Yüz yıl daha sonra da o denli başaracağız.’ Yanlış anlaşılmasın! Bu son vurguda kelam konusu edilen “emperyalizme karşı bir daha başarmak” değildi. Kelam konusu edilen “bu hükümetten kurtulmak” ülküsüydü.” niyetini lisana getirdi.
Hakan şu sözleri kullandı:
“Konuşmada işin bu biçimde olduğu çok net bir biçimde anlaşılıyordu. “Düşmandan kurtulmak” ile “bu hükümetten kurtulmak” içinde bir bağ kuruyordu Tunç Soyer. Alışılmış kendisini demokrat, farklılıklara saygılı, barışsever bir insan olarak konumlandırdığı için “Yüz yıl evvel düşmanı nasıl denize döktüysek, artık de bu hükümeti denize dökeceğiz” biçimi kaba saba bir cümle kurmaktan kaçınıyordu. Daha hayli üstü kapalı, dolaylı ve belirli meçhul bir bağ kurmakla yetinmeyi tercih ediyordu. Yüz yıl önce Yunanistan, periyodun emperyalist ülkeleri tarafınca gaza getirilerek ülkemizi işgale cüret etmişti. Atatürk’ün önderliğinde verdiğimiz Kurtuluş Savaşı’yla bunu püskürttük.
Yüz yıl daha sonra bugün de Yunanistan, bugünün emperyalistleri tarafınca Türkiye’ye karşı gaza getirilmeye çalışılıyor. Yunanistan’ı silahlandırıyorlar, Yunanistan’a üsler kuruyorlar, Yunanistan’a “Yürü aslanım, arkandayız” diyorlar. Ben 9 Eylül’ün yıldönümünde İzmir Belediye Başkanı’ndan işte bu tabloya karşı bir haykırış beklerdim. Yunanistan’a “Yüz yıl evvel dersini almadın mı? bir daha mi emperyalistlerin gazına geliyorsun? Yüz yıl evvel İzmir’de yaşadığını unutma” demesini beklerdim. Lakin heyhat! Kelam konusu Yunanistan, kelam konusu bugünün emperyalistleri olunca… Tunç Soyer, dayanılmaz bir şefkat hissiyle “barış da barış” diyordu. Fakat kelam konusu yüz yıl evvelki padişah olunca, kelam konusu bugünün hükümeti olunca… Tunç Soyer, kükremiş sel üzere oluyor, bendini çiğneyip aşıyordu.”